“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Cuma, Mart 30, 2007

Bir Ses!..


Kendimi çağırıyorum derin sulardan/duymuyor ki kulağım, ne tenim. Öyle kaybolmuş ki karabasanında, sanki ölmüş gerçeğim.

Yabancıyım ben; ne şehir, ne sular, ne bu insanlar aşina. Kaybolmuş olmalıyım; kendimi çağırıyorum, duymuyor şehir. Nasıl ulaşacağım ben kendime? Bunca kalabalık arasında duyulur mu sesim? Çarparsa duvarlara ve kentlere, döner mi bana? Yoksa kaybolup gider mi su sesinde ve taş mı olur çarpınca duvarlara? Öyle kalabalık ki cehennemim, her biri diğerini yemekte sözlerin.

Direnmeliyim sağırlığa, duyurmalıyım sesimi ve dinletmeliyim gözyaşımı bu şehrin aynalarına; o aynalar ki bir yansıma yalnızca, görmek istediğini görür, yoktur can içinde.

Can!.. Olsaydı; kıymazdı nice geleceğe…


Birsen Şahin

30 Mart 2007

Etiketler:

Perşembe, Mart 29, 2007

Bir Amazon Doğdu Orta Yerinden


Sen parsel parsel ayırdıkça beni, toplamaya çalıştım her bir parçamı ve bir el uzandı geçmişimden/bende parçalanmış ne varsa ‘an’a döndü yeniden. Yazılırken fermanım bir giyotin önünde, el korudu beni geleceğimden ve dokundu bana/kimseye görünmeden.

Bir uykudan uyandım tılsımında/ayna oldu yarına. Gördüm beni tarumar çıplağında Eros’un/azat edildi parçalarım, kalakaldım…ne ben vardı ne tenim.

Yeni bir düş karşıladı beni, bu sefer tam, eksik değil sözüm ona. El falıma baktı kaderim/baştan sona paslı ve ezikti geleceğim…

Biliyorum ki artık, ön tekerlek nereye giderse, arka da oraya gider, en iyisi ben vazgeçeyim/bir amazon doğdu orta yerinden.

Birsen Şahin
29 Mart 2007

Etiketler:

Lara'dan Selam Var







Gölgem Acıyor...




Yuvarlana yuvarlana varırsın dönemece, artık sen varsın, başka kimse yok; ne bir el, ne bir mum. Haydi ver şimdi kararını! Çiz bakalım yolunu!

Sağına baksan sıçan, soluna baksan çıyan/yürüyeceğin yol desen kurtlar sofrası. Dönüş yok, sen karar vermedin ki yola, vazgeçebilesin…Kırılacak kolun kanadın, belki kalbin en çok; hele bir de debelendikçe batmalar yok mu? Ah, en çok o zaman kırılır biriktirdiklerin. Döner bakarsın geriye, yolda yürüyen sen değilsin/yabancı geçmişin. Her doğan günde bukalemundur gördüğün/sen ona yabancı, o sana…

Yine de, yılma; yürümelisin bu yolu, taaa sonuna dek/başka yol yok!.. Ne yılan, ne çıyan durdurmalı seni, bakma ardına/kaybolursun. Kaybolursan, kırılır ayakların, dökülür tırnakların, cüzzam gezer tenini/gözbebeğin kaçar. Bas üstlerine, kopar umutlarını, yoksa parçalanırsın. Sen yapmazsan, onlar yüzer derini. Başka yol yok!

Hayatıma bir sancı saplanıyor/uzaktan izliyorum seni. Gölgem acıyor…

Birsen Şahin
29 Mart 2007

Etiketler:

Yüzleşme


Düşe kalka geçen yaşam istemeden sunuldu önüme; her an boğazımda düğümlenen bir çığlık/ baş edemediğim. İçimde birileri ısırıyor etimi, dur durak bilmeden her doğumda. Daha nelere gebe geleceğim? Daha nicesine…


Almalıyım neşteri elime bu gece ve yarmalıyım tam döşümden, hayatın hemen altından ve akıtmalıyım bütün irinini biriktirdiği bugüne kadar. Bir an gidiyor elim ama cesaret istiyor bu kadar büyük bir yüzleşme. Kaç kadın/erkek başarabildi kendisiyle barışmayı; saçlarını yolup, gözlerini oymayı? Başaranlar bir yol olsa önüme…Var mı bende o yürek?

Denemeliyim ama, akıtmalıyım zehrimi ve yüzleşmeliyim gerçeğimle. Ben sevmelere uzak/terk edilmenin gölgesinde; bütün aşklarımı çiğnemeden tükürmeyi neden yeğlediğimi dökmeliyim kucağıma. Korkularımı karşılamalıyım artık kucak kucak.

Haydi! Başlayalım öyleyse bu gece…

Birsen Şahin
29 Mart 2007

Etiketler:

Çarşamba, Mart 28, 2007

Oyuncak


Yüzüne baktıkça geceyi görürüm/ne yıldız, ne ay var gökte. Bu senin yüzün mü? Yoksa bir karabasan mı beni kovalayan? Kaçmadım ki ben köşe bucak oynaşalım.

Oyuncaktır her doğan yatağa/ben senin oyuncağın…Oynadın ya yıllarca; yaşatmadın mı kendini oyuncakta can katıp ona?

Geçmiş zamanda bir oyuncaktı güldüğün/yıllar sonra karabasanın. Hiç aklına gelmedi, her gün senden öte yol almasını beklediğin dölün ötelere konacaktı bir gün. Oyuncağını kaybedişine mi bu yangın, yoksa oyuncak kendi oyunlarına daldığı için mi karaların? Sen değil miydin saçını süpürge eden, oyuncağın ağlamasın diye? Oyuncak senin geleceğindi, dünyaya kazık çakma biçimindi; her ölümlü yürür aynı yolda…Ama hep unutur oyuncağın kendinden öte yol aldığını ve git gide ıradığını sahibinden.

Sen de unut beni!


Birsen Şahin
28 Mart 2007

Etiketler:

Bir Avuç Yaratılış


Ben miydim günah keçin? Çirkin yüzünü bende mi göstermeliydin, onca karanlık gölgelerin dururken? Sen yarattın beni de/kargaları da…Hangisine inanayım? Yetmedi mi kefaretim? Yeterince terbiye edebilmek için üflediğin can/kalbimi çalan. Ben kendimi ona kurban etmeye hazırım, ya kargalar? O can ki senden gelen, hem senden geldiğinden başımın tacı, hem de yaratıklarının en kusursuzu olduğu için gönlümün sultanı.

Aşk böyle sürer bir hilkat garibesinde/uğruna yüz verilir…bir avuç yaradılışa.

Birsen Şahin

28 Mart 2008

Etiketler:

Salı, Mart 27, 2007

Gömdüm İki Dudak Arasına Bütün Aşkları


Soğuk titretir insanı iliklerine kadar/ya anakucağı?..

Gözlerin saklımı arar yüzümde/bense sana inat lal olurum şüphelerine. Acı acı kıvranırsın anlatmadığım öykülere/ binbir pire ısırığı yakar seni…Geçmişin hesabını sorarsın geleceğimde, oysa verilecek hesap yok ki yüzümde. Ne alnımda bir leke, ne tenimde bir özür.

Ama o gece, o gece var ya o gece, taş üstünde taş kalmadı kalbimde. Bütün taşları döktüm eteğimden ve haykırdım sana “Maymunun gözü açıldı!" Bir kez sığındım kucağına/yüzümü parçaladı sütün. Ama, biliyor musun, bir daha asla deşemedin bağırsaklarımı. Yürüdüğüm yollar kayboldu ardımda.

Gömdüm iki dudak arasına bütün aşkları. Sen hiç bilmedin bastığım toprakları/saklı kaldı bütün mezarlar.

Bütün bokları yedim anne! Bak, şimdi hepsi gübrelenmiş bir çiçek tarlası, topla topla bitmiyor. Bir de kendine baksana; kuru bir baston ucunda nefesin…Tık yok!


Birsen Şahin

27 Mart 2007

Etiketler:

Pazar, Mart 25, 2007

Mitomani




Yalanımı gördüm aynada/utanıyordu yüzüme bakmaya. Bir yerinden sökmeye başlayınca, önü ardı hayal olmuştu topladıklarının. Hala gecikmiş sayılmazsın, kurtulabilirsin, dökebilirsin eteğindeki bütün taşları, dedim/güldü bana. “Aynaya iyi bak!” dedi/oysa yüzüm yoktu ki aynada…

Bit kadarmış önce, taaaaa eskilerde/ne zaman büyümüş böyle? Meğer ilmek kaçınca bir kere, iğne-iplik ve makas almazsan eline, yürür gidermiş o kendince. Dinlemedi beni, yürüdü kendi yolunda. Bir daha hiç kesişmedi yollarımız aynada bile…
Birsen Şahin
25 Mart 2007

Etiketler:

Serencam


Ağlıyor parmaklarım, kalemim yaş döküyor, ben ayna oldum bakıyorum/bakmasam ya! Göz görünce kalem de ağlar, parmak da, hatta dudak bile ağlar böyle gürül gürül. Demek ki başka bir yerde pınar… Aldanırız ya hep, sanki gözümüzdeymişcesine düşen her bir ağrının; oysa saattedir hepsi/ne kadar gizlemeye çalışsak ayna olur göz de, parmak da. İnsan oturur yazar, saatte ne yürüyorsa biiiir bir…

Kimi kaleme geçirir dişini, kimi de yola. Madem ki tutuldun fırtınaya, öyleyse bir saçak bulmalısın altına gizlenecek.

Hepsi geçer bir gün; ne kalem kalır geriye, ne dudak, ne ayna. İyileşirsin… Her şeyin başlayıp, her şeyin bittiği yere varırsın. Ne hüzün kalır geriye, ne mutluluk; sadece çağları delen bir serencamdır artık dökülüp-topladıkların, başka gözlere hediye.

Bakarsın ötelerden, külün karışmıştır toprağa, ya da kazımışsındır gözünün yaşını dalgalara/her dalga binlerce başka kalemde dolar yola.
Birsen Şahin
25 Mart 2007

Etiketler:

Cuma, Mart 23, 2007

Bir Düş Kaldı

Resim Charlie Crusan Jr


Bir bakıştı perde ardından sana ilk özlemim/herkes vardı ama hic kimse yoktu. Bir sen bir de ben vardık seslerin arasında. Korkmadan birlikte çıktık geceye bütün soğukları ardımızda bırakıp.

Ne sen beni bildin, ne ben seni..O andı. Sadece o andı yaşanması gereken. Ne sen beni bildin, ne ben seni/adın neydi? Ya adım? Olmadı ki hiç adımız bize. .. Bir tabağı bölüştük ilk seste ve bir salıncak geceyi yırtan bir genizde. Titredim her iç çekişte…Nereden gelmiştik? Ne sen sordun/ne ben söyledim. Ne öncesi vardı, ne sonrası belki…Andı.

Dört duvar arası bir çiçek tarlasında içtim suyunu/ne ilk ne sondun bana/ben sana… Ama, hiç olmamıştı işte, hiç mahkum kelepçelere vermemişti kimse gülünü…

Perde yoktu, apaçık bir kucak, bir kadın ve bir adam, hiç utanmadan günahlarından sundu tene düşünü…Nereden gelip nereye gittiğini söylemeden çıktılar geceden. Bir andı, bir gözdü sıcağı tutan. Sadece bir andı işte/ne öncesi vardı, ne sonrası. Bir dudak gönderdi gecenin günahını, hiç izini sürmeden…

Geriye bir düş kaldı çağlara kafa tutan.

Birsen Şahin
23 Mart 2007

Etiketler:

MEVT Tek Hecelik Öykü/Feryal Tilmaç

Tanıtımın üzerini tıklayınız



Etiketler:

Bende Bir Yediveren Her bahar Doğmakta


Bana yükledin hep geleceğini; içinde kalan, gerçekleştirmediklerin benim yolumdu. Her ne varsa yürek yarası, ben taşıyayım istedin. Ne kadar derinse kanamaların, o kadar çok uğraşmalı, o kadar hayallerin olmalıydım. Hele bir de o saplantın yok mu? Okuyup adam olmaklara…-Be ahmak, ben dişi doğdum, nasıl “adam” olacaktım? Olsam olsam “kadın gibi kadın” olurdum/Oldum da…mu?” - Orada bile seçimim yoktu. Ben, sen olmalıydım; yapamadıkların, yaşayamadıkların bende hayat bulmalıydı. Öyle ya, sen doğurmuştun beni. Mimar olmalıydım sana göre, mimarlığın ne olduğunu biliyor muydun ki? Sen, bende yapamadığın saçlarını yapmalıydın, boyayamadığın yüzünü boyamalıydın; en garip kaçanı da ne biliyor musun? Bunca şeyi yapıp, bir de çalışmamalıydım üstelik. Parası bol bir kocaya satmalıydım kendimi, oluk oluk para akmalıydı önüme…Bir elim yağda, bir elim balda... Her sabah saçımı yaptırmalıydım ve boyanmalıydım, kimse gecenin izlerini görmesin diye. Öyle ya, kan içmeli, ama kızılcık şurubuyla kandırmalı….

Ağır geldi yaptıklarım değil mi? Kaldıramadın ağırlığımı, sana sırtımdan konuşmamı. Hiç sana uymuyordu eserin. Reddettim seni, burnumun dikine gittim, yara bere içinde kaldım, kaşımı gözümü patlattım; kanatlandım bir adamın koynunda ve yere bastım dünyanın binbir ülkesinde. Kah estim bir çadıra sığındım dağın başında, kah estim yapay sularında alemin; hem de bir başıma, kendim, kimsesiz, erkeksiz; dayanmadan duvarlara.

Bak şimdi geldiğimiz noktaya; sende hala bir bakire “ne kız oldum ne gelin, yüreğim ona yanar” diye inledikçe, bende bir yediveren her bahar doğmakta.


Birsen Şahin
23 Mart 2007

Etiketler:

Tel Tel Ayrılırım Ardından

Resim Alex Matusciac

Kirpiğimin ucundan damlayan bir aşk hikayesisin, kanamadığım/kanamayan su başında bile…kana kana içmeye çalışsam ben seni, kanar mı sonunda yüreğim?.. Gel, karış yollarıma, sen gez içimde aşk diye/kanasın varsın her an gençliğim; şanına yaraşır bir ses kalsın geriye. Nedir ki gençliğim yaşamadıysam seni/ kana kana içmediysem teni; o ten ki lavlar taşar kelebeğin ayak izlerinde…

Dol küpüme, çoğalsın geleceğim/fidan versin, boy versin ölümsüzlüğe…Tarlama ekin varlığın/biteviye. Sen, hep beklediğim, kaybetmeyi göze alamadığım gerçeğim…Gitme!

En mutlu günümdür tenimde terin/tel tel ayrılırım yatağımın ayazında...

Dokun tellerime çalsın kemanım/ağlarım sibemol veda busesi ardında…Gitme!.. Tel tel ayrılırım ayakizlerinde/damlarım avucuma kara bir leke gibi ölümüm. Yine de, yine de değer her anı bıraktığın tortuların.

Gitme!.. Kal!..
Tel tel ayrılırım ardından…

Birsen Şahin
23 Mart 2007

Etiketler:

Çarşamba, Mart 21, 2007

Arın/ma


Bir yol çizilmiş önüme/o yol ki, kendime rastladım benek benek üzerinde
Koştum delicesine her bir patikasında, kah tökezleyerek, kah düşerek, kah yerden kazıdılar leşimi.
Eksildi memem/yemin ettim Meryem’e
Denkledim boyumu tohum sahibine

En büyük aşkına yenildi bir yalnız adam/Kıs kıs gülüyordu ardından bir bardak hayal
Hayaller de zehirler bazen erkek-kadın dinlemeden/binbir türlü alaim-i sema yağar gözlerine
Sunar en al benili düşleri/Anlamazsın ne zehirler barındırır içinde, beklentilerinle dolu düşlerin/Bir yalnız adam yenildi evine
Kıs kıs gülüyordu ardından
Bir şişe yalan

Sultan Süleyman çürümüş, bana hiç kalmaz lalezar
Taht el değiştirir ve yüzüm yer olur saatle. Ah! Bir kurtulabilsem kendimden
Soyunsam kirlerimden –saat dinlemez seni ve beni, yürür kendi yolunca-akıllansam!

Madalya beklemek beyhude biliyorum/anlayana
Kendime koşmalar yalan/gözüme sürme çeker gerçeğim
Gördüm aynada boyum denkti ağaca
Yine de kurtulamadım gölgesinden
Yıkandıkça arttı kirlerim...

Birsen Şahin
21 Mart 2007

Etiketler:

Pazar, Mart 18, 2007

Gözlerinde Kızıl Saçlı Bir Kadın Taşıyan Adam


Bir adam gördüm yolda yüzü olmayan, avare avare dolaşan. Yine de tutunmaya çalışıyordu trene gördüğü her bir kırçiçeğinde ve eline tutuşturulan her bir boş kağıtta.

Bir çift zeytin gözde kızıl saçlı genç bir kadın salınıyordu. Sordum kendime, neden yaşlı bir adam kızıl saçlı genç bir kadın taşır gözlerinde? Ve neden elinde bir keman inler baharda? Söyle bana yaşlı adam hangi zamanda gezer gölgen bir genç kadının ayakizlerinde? O ayakizleri ki, her anında bir kanat uzunluğunda hayat sunmuştur sana…Boş kağıda dokunuyordu adam, hep o kızıl saçlı kadını yaşatıyordu yazdığı her bir satırda. Saçlarını savuruyordu kızıl saçlı kadın doğan güne ve incilerini düşürüyordu pınarlarından, yaşlı adamın bir yudumda kana kana içtiği.

Geçip gitti yaşlı adam kızıl saçlı genç kadının sonbaharında, başı dik ve kolundaki prangaya ağlamayarak.


Birsen Şahin

18 Mart 2007

Etiketler:

Uyu, Saatimin Servi Gölgesinde


Babam!
Ne çok incitirdik birbirimizi/en çok da sen beni
Derin derin sevmek isterken; kol kola sohbet etme hayalleri eşliğinde
En çok, en çok o zaman vurmazmıydık birbirimizi?
Bir bardak hayal peşinde koşmalarınaydı en büyük tepkim/hayallerini kıskandığımdan değil –her ne kadar sen öyle algıdıysan da- /kimsesizliğimdendi İris’e taparcasına tutunuşum. Ya sen? Sen de mi kıskançlık kovuğuna saklanıp en çok yolardın dölünü? Sana ulaştıkça, sevmedin mi ağacının dibine düşen armudu? Baktığında kendini gördüğünden miydi alevlerin?

Bekle beni; geleceğim yanına, daha bitmedi hesabımız seninle/ama biraz zaman ver bana, belki bulurum dibine ışık veren mumu/şimdilik, uyu saatimin servi gölgesinde.
Birsen Şahin
18 Mayıs 2007

Etiketler:

Cumartesi, Mart 17, 2007

Topla Kırıklarını

Resim Dmitry Popov
Genç bir kadın topluyor kırıklarını yerden bir bir/gençliğinden geliyor toplama gücü, her ne kadar ellerine cam kırıkları batsa da, kan revan içinde kalsa da parmakları, her batan yerde atsa da yüreği, yansa da canı orada, hala gücü var toplamaya. Budur işte genç olmanın farkı/o bilmese de. Her şeye rağmen/ne kadar yorgun olsa da, bitse de direnci, yine de başarır dökülen içini toplamayı gençlik varsa serde.
(İçindedir gençlik, dışında değil. )

Yaşlar süzülüyor gözlerinden/o yaşlar ki nehir çağlayanları gibi kanırta kanırta dökülüyor yollarına/dünyaya karışıyor her bir devinimde.

Çevresinde bir kalabalık; kime baksa elinde bir kılıç/yarsan içini, demokles utanır/ irin akar ucundan. Her biri tutturmuş bir düdük “biz sana dedik”/biraz da tekmelenir nazenin acımasızca, her düdükte bir kuyuya yuvarlanır/sonu gelmeyen, bitip tükenmeyen kuyular. Yara bere içinde kalır her yeri; ademle havva utanmaz çektirdiği acıdan, atalarını mezara gömer lanetleyerek elmayı.

Seyredersin için kavrula kavrula, susarsın, el veremezsin, bir gün sana da gelirse sıra, o zaman anlarsın yaşananı. Kurtulursun, hala gençlik varsa içinde. Ağır-aksak sürdürürsün çıktığın yolu, bir sonraki durakta inene kadar.

Dönüp baktığında geriye, topladıkların kalır avucunda. Gerisi yoktur; simsihay, boşluk, hiçlik. Geldiğin gibi gitmişsindir, ardında iz bırakmadan.

Git, topla kırıklarını, o kırıklar ki her biri birer incidir sana. Tak incileri gerdanına, imrenir aşk sana.
Birsen Şahin
17 Mart 2007

Etiketler:

Cuma, Mart 16, 2007

Yansıma


Kuyuya yatmış aynası kendimin
Nefesim bir tepsi içinde
Bir mum aydınlatıyor çevresinde dolanan ateşböceklerini
O ateşböcekleri ki çoktan tüketmiş ömrünü
Pıt
Pıt
Düşüyor ilk seslenişler

Beni görüyorum aynada
Yüzüm yok
Yine de oradayım biliyorum
Hem var/Hem yok
Sanki hiç olmamışcasına
Ben miyim o kara kuş?
Gide-gele tepsiye dolan?
Hep böyle yabancı mı yüzüm gölgeme?
Tam elimi uzatmışken, yakalanamayan?

Geçmişi var, şimdisi yok
Ölü ateşböcekleri kaygısız
Ben dokunmuyorum onlara ellerim kırılıyor

Birsen Şahin
16 Mart 2007

Etiketler:

Çarşamba, Mart 14, 2007

Yolun Öbür Yarısı

Fotoğraf Petek Arıcı

Sesin çarptı kanatlarıma, darmadağın bembeyaz tülüm
Tuz buz oldum ardından

Toplasalar beni bir iğne ucundan
Beyaz kollarım değer mi sırtıma
Kana bulanmış parmaklarım yeşerir mi yeniden?

Bir gül tomurcuğunda karşılar mı öpüşlerim
Ayakizlerinde can bulur mu nefesim
Merdivenin son basamağına gelmeden?

Sus-pus olmuş bekler kapılar
Dönüşten önce son zevk-ü sefa kedilerini
Birsen Şahin
14 Mart 2007

Etiketler:

Pazartesi, Mart 12, 2007

D/Ölüm

Resim Robert Hecht

Aklım yanıyor, cayır cayır alev sarıyor gözümü, dilini uzattıkça tenime yalazı kaybediyorum biriktirdiklerimi
Son bir daha bakmalıyım keseme, artık vakit tamamlanmak üzere
Bir kırık dal tutunuyor avucumda, henüz tamamlanmamış
Bir erkek adını söyleyemeyen, lal
Bacakları yok, göbeğinden konuşuyor yaşama
Elimi uzatsam, dokunsam sana kaybolursun cehennemimde
İyi böyle, kal kesenin içinde, ben sana tutkun
Kızma, bağırma, affet beni
Araf’ta hesaplaş gerçeğinle
O gerçek ki dağ tepe kan, açlık ve sefalet
Söyle, haksız mıyım seni öldürmeye?
Hak dediğin kan bedeli midir ki, aklımın ucundan saklı kalıyorsun?
Yapma bunu bana, bırak elimi vedalaşalım
Bak, zaman dolmak üzere
Güle güle git, kızma bana
Ben ödedim kefaretini rahat ol…
Alt tarafı bir iğne ucunda tadacağım acını
Ama sen günahım kalacaksın sonsuza
Birsen Şahin
12 Mart 2007

Etiketler:

Perşembe, Mart 08, 2007

Kadın Kadına


“Bayramın” diyorlar
Picasso ezgileri dillerde
"Gül" diyorlar
Feri sönmüş ufuklara
Birileri alkışlıyor suskunluğumu
“Kadın gibi kadın” oluveriyorum
Toprak altında


Patlasa içimdeki volkan
Göğüslerim zil taksa
Ve kanatlansa yatağım
Ağımı kendim örsem
Taşa tutar beni
Önce kanatsız mahkumlar


Birsen Şahin

08 Mart 2007

Etiketler:

Salı, Mart 06, 2007

Doyum/suz

Tablo Picasso (femme en pleurs)


Deve sırtına yüklemişim kafamı
Önüm-ardım yara bere
Burnum kanıyor
Şekil/siz/lendirmiş dünya
Hangi birine uzansam
Bütün meyveler kokuşmuş
Elim çürümüş
Tutmuyor
Hiç postalamadım davetiyemi
Üç kuruşluk keyf oyuncağıyım
Annemin düşlerini giymedim
Babam düelloda kaybetti

Şimdi baktığımda karnım yine aç
Ne versem doymuyor gözüm
Birsen Şahin
6 Mart 2007

Etiketler:

Pazartesi, Mart 05, 2007

Ağladım




Heyecanlanınca uyku tutmaz ya insanı
Beni de
Tamamlanırsın aynalarda
Tamamlandım
Buydu işte heyecanım
Vardılar
Sonra ayna oldular
Uyku tutmayınca sıcak su lazım
Şöyle başından aşağı
İyi geldi
Uyanamam ki ben
Zemberekkuşu ulasamaz bana
Kimbilir neyin tepkisi

"Abla"
Yolların ardında bırakırsın parçanı
Mutlu bir tebessümdür artık
Yetiştirmeyi arzuladığın oğul? Belki de
Kavgalar canhıraş
Sonra dönüş yolları kitaplı ve okumalı
Yorgun bir beden
İhtiyar, dayanmaz daha fazla uykusuzluğa
Bir az şekerliden sonra serilir yatağa

Mutlu bir uyanış sonra
Ve
Okumak yazılanları

Nemli bir çift gözde


Birsen Şahin

05 Şubat 2007

Cumartesi, Mart 03, 2007

Yarım Asıra Bir Kaldı


Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11