“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Cumartesi, Ocak 30, 2010

Geçmiş ve Gelecek


Canlı yayında Kanadoğlu'na ders

Video

İyi ki geleceğimiz donanımlı ve aydınlık ellerde. Teşekkürler Osman Can. Bağrımıza bastık senin gibi evrensel düzeyde bir evladı. Varolasın. Çocuklarımın ve torunumun geleceğinin aydınlık olacağını görebilmenin mutluluğunu yaşadım. Ağzına sağlık.

Kimseyi tehdit etmeden, tamamen teknik bilgilerle eski Türkiye'nin ne denli eksik kalabildiğini ve geleceğin aydınlık akıllarda, evrensel bakan hukukçularda, ülkemizi gelişmiş ülkelerin baz aldığı evrensel hukuk normlarında yaşanacağına ikna ettin. Sen çok yaşa...

Etiketler:

Gençsivillere Ceza!

Cezalandırıldık!

Cezalandırıldık!

Darbeci Baro Pankartı'na Ceza! Genç Siviller'e 139 TL bağışta bulunan herkese ekteki ceza metninin isminize özel hazırlanmış, Genç Siviller logolu, Darbeci Baro Pankartı arkaplanlı fotoblokunu yolluyoruz!

Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı, Taksim'de İstanbul Barosu'nun yürüyüşünde, otelden sarkıttığımız "Darbeci Baro Taksim'e Hoşgeldin!" pankartından ötürü bizi Umumi ve Özel Yerlere İzinsiz Afiş Asmak kabahatinden 139 TL cezaya mahkum etti.

Bu eylemin öncesinde bize destek veren, sonrasında da Türkiye'nin pek çok yerinden ve yurtdışından arayıp bizi tebrik eden, ailecek bayılıyoruz, helal olsun size diyen herkese sesleniyoruz:

Cezamıza Ortak Olun!


Pankartın asıldığı otel odasının kapısına çullanıp, travma geçiren, güvenlik görevlilerine saldıran, İstanbul Barosu'nun adalet (!) dağıtıcılarını hep beraber izledik.

Bu izleme keyfinin bedeli belli oldu, 139 TL!



Genç Siviller'e 139 TL bağışta bulunan herkese ekteki ceza metninin isminize özel hazırlanmış, Genç Siviller logolu, Darbeci Baro Pankartı arkaplanlı fotoblokunu yolluyoruz!

Bu evladiyelik çok özel hatırayı saklayarak, torunlarınıza gösterebilir, bu çocuklara ben destek oluyordum, diye anlatabilirsiniz.

Bu şık fotobloku, ofisinizin-evinizin baş köşesine asabilir, ona baka baka, Türkiye'ye bir gün hukuğun geleceğine olan inancınızı her daim pekiştirebilirsiniz. Hatta bu fotobloğu, kendiniz için yaptırabileceğiniz gibi, dostlarınıza da hediye edebilir, onları da mutluluğunuza ortak edebilirsiniz.



139 TL ile yaşanabilecek en güzel hazzı yaşayın, Genç Siviller'e destek olun!
Ofisimizdeki "Değirmenin Suyu" panosundaki yerinizi alın!


Alıcı Adı: Siyasal Ufuk Derneği
IBAN: TR78 0006 2000 0680 0006 2989 33


Garanti Bankası - Galatasaray Şubesi
Şube Kodu: 068 Hesap No: 629 8933







Etiketler:

Çarşamba, Ocak 27, 2010

"Allah Allah" Diye Bağırmak

Başbuğ Paşa,

Ne söyledin şimdi? Anlayan beri gelsin. Bir bakıyorum bazıları "TSK karşıtlarına gözdağı verdi" diyor, bazıları" Askerin içindeki cuntacılara gözdağı verdi", kimileri de "Taraf Gazetesine haddini bildirdi" diyor.

Ben mi ne anladım? Hah işte, tam da bunu yapmak istemiştin; herkes kendi anlamak istediğini anlasın!

Taraf Gazetesi'ne had bildirme meraklılarına gelince; yahu, taraf birşey mi uydurdu? Yoksa, eline geçen belgeleri mi yayınladı? Madem gerçek değil, bunu yargı çözsün, biz de rahatlayalım. Ama, her ne hikmetse HSYK gibi hukukçulardan "tık" yok!

Başbuğ paşa, hatırlar mısın bilemem, ben hatırlatıvereyim, bundan yıllar önce emekli askerler televizyonlara çıkıp, "canım, savcıları, hakimleri korkutmak için birkaç bomba patlatıveriyorduk" demişti. Ben de bunu izlemiştim. Şimdi paşa, her ne demek istediysen, beni hiç ilgilendirmediğinden, ben sadede geliyorum ve diyorum ki"Evet, benim Allah Allah diye savaşan askerimden zerre kadar kuşkum yok, hala orası benim Peygamber ocağım, oraya gönderdiğim benim evladım; ancaaaaaak, onu yönetenlerden hesap sorarım ve onlara güvenimi yitirdim. Ben üst kademeye güvenmiyorum, bunların içerisinde benim evladımın eline silah verip, ana-babasına, yavrusuna-yeğenine ateş ettirme emrini verebilecek kadar gözü dönmüşler vardır, bunun ispatı da işte bir zamanlar o televizyonlarda öyle kavuşabilen askerlerdir. Bunları temizle peygamber ocağımızın içinden. Bu benim elimle senin görevin. Haydi paşam, korkmadan yap, arkanda ben varım.

O yumruğu da vurma öyle, canımı sıkıyor. Bu ülkede yumruğu masaya vurmak seçim sandığıyla olur paşa, beldeki silaha güvenerek değil. Kaldı ki, o silah da benim; yirmi yıl üretime katkıda bulunarak o silahı ben koydum beline!

Bakma sen Baykal'ın "görevden alınsın" naralarına, Baykal böyle diyorsa, vardır seni görevden almamakta bir hayır. Ben artık Baykal'ın söylediğinin tam aksini yapmanın bu ülkeye hayırlı olacağına inanmaktayım.

Etiketler:

Fırıldakları Tanıyalım : )

Hatırladın mı oktay Ekşi, sen bir zamanlar "İçimizdeki Alçakları Tanıyalım" diye kocaman bir başlık atmıştın. Ben hiç unutmadım o kocaman başlığı. Neden unutmadım biliyor musun? İnanmıştım...

Aradan yıllar geçti, okudukça bilgilendik, araştırdıkça bulduk, senin "kandırıldık" itiraflarını okuduk. Bugün ellimi geçtim; artık biliyorum ki, attığın başlık yalandı ve sen de bunu bal gibi biliyordun. Bilmediğini iddia etmene inanmıyorum, ama hadi diyelim bilmiyordun. Bugün taraf'ın attığı başlık ne kadar masum kaldı senin attığın başlık yanında, değil mi?

Ey o gün "yaptığınız insafsızlıktır" başlığını atamayan gazeteciler, bugün hangi yüzle feveranınıza inanmamızı bekliyorsunuz ki? Siz kendi meslekdaşlarınızı tekme tokat çukura yuvarlamış, işsiz kalanlara sahip çıkmamış tiplersiniz benim gözümde.

Şimdi utanmadan, sizi karalayanla hesaplaşacağınız yerde, bunu faş eden, hem de sizin gibi değil, sadece liste halinde faş eden arkadaşlarınıza aynı saldırıda bulunuyorsunuz, onlarla mahkemede hesaplaşacağınızı söylüyorsunuz. Siz hiç aynaya bakıyor musunuz?

Bizi balık hafızalı zanneden sizlersiniz, çünkü öyle görmek istiyorsunuz. Böylece istediğiniz gibi oynatabileceğinizi zannediyorsunuz. Kendinizi kandırıyorsunuz. Yemedik efendim, yemedik.

Haydi başka kapıya




İşte böyle tanıdık biz alçakları

"Bundan 10 yıl önce 28 Şubat döneminde 32. Gün programının dümeninde Rıdvan Akar ile ben vardım. Herkes günah çıkartırken o günlerde yaşadığımız o korkunç yalnızlık bir kez daha gözümün önünden geçiyor. Yalnız askerlerin değil gazetecilerin, politikacıların hemen herkesin bize lanetliymişiz gibi baktığı günlerde yaşadıklarımızı unutmak kolay değil.

Henüz Andıç peydahlanmamıştı. Aslında Andıç tüm baskıların zirvesiydi. Bir de öncesi vardı. Dönemin şanlı paşası Özkasnak sürekli Show Tv Genel Müdürü ve yöneticilerini arıyordu. 32. Gün’de ne yapıp ne yapamayacağımız yönünde sürekli uyarılıyorduk. Programı hazırlarken üzerimizdeki baskı o kadar korkunçtu ki bir süre sonra hiçbir konuya el atamaz hale gelmiştik. Güneydoğu ile ilgili herhangi bir haber yapmamız askerler tarafından alenen yasaklanmıştı. Erbakan veya islam alemi ile ilgili ancak küfür kıyamet yayınlara izin vardı ki biz zaten o sularda dolaşmıyorduk. Yani o da yasaktı. Siyaset yasaktı. Ekonomi yasaktı. En son Susurluk süreci ile ilgili Hanefi Avcı canlı yayına çıkmıştı ve askerleri rahatsız etmişti o da yasaktı. Bir süre sonra hiçbir şey yapamayacak duruma geldik.

Sonra Bomba, yani Andıç patladı.

Andıç’ın patladığı günün ertesinde 32. Gün yayını vardı. Programı Ankara’da meclisten canlı yapacaktık. Tüm konuklar tek tek arayıp programa katılmayacaklarını bildirmeye başladılar. Hepsini tek tek arayıp durumu anlatıp katılmalarını rica ettik.Bir kısmı katıldı bir kısmı korktu vazgeçti. Yerine yenilerini bulduk. Biz yayını yaptık zor bela ama Sabah yönetimi hoyratça Birand’ı kovdu. Hürriyet’de ise Oktay Ekşi’nin o meşhur “İÇİMİZDEKİ ALÇAKLARI TANIYALIM” başyazısı yayınlanıyordu. Yıllar sonra kerhen özür dilediğinde bile unutulmayacak kadar ALÇAKÇAYDI Basın Konseyi Başkanının o günlere dair sicili.

Sonunda programa katılacak adam bulamamaya başladık. Yapabileceğimiz konu da yoktu. İşte o sırada 32. Gün’ü üniversitelere götürmeye karar verdik. Biz belki soru soramıyorduk ama pekiala öğrenciler soru sorabilirdi. Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk kez bu programda yıldızı parladı. Hülya Avşar’ın hala unutulmayan “Eşeklik baki kalır...” sözleri bu programdaydı.

Ama buna da tahammül yoktu birilerinin.

ODTÜ’de yaptığımız bir canlı yayın öncesi askrelerin a’sının geçeceği bir soru sorulursa programı ortasından kesip bitirileceği haberi geldi. O 32. Gün’ü Show Tv’nin sahibi Erol Aksoy ve Genel Müdürü Murat Saygı kanalın ana reji odasında seyrediyorlardı. Bir soru gelirse o anda programı keseceklerdi. Kazasız belasız bir kaç program daha yaptık üniversiteleri gezdik. Yaratılan hava o kadar korkunçtu ki Samsun’da 19 mayıs üniversitesinde olaylar çıktı. Cam çerçeve indi.

Mecburen erkenden yaz tatiline yollandık. Geri gelmeyeceğimizi kanala bir daha hiç dönmeyeceğimizi biliyorduk.

Gazetecilik adına korkunç bir dönemdi.

Bugün Birnad birilerinden özür bekliyor, hiç beklemesin.

Birkaç özür ile geçiştirilecek bir dönem değildi. Bazen kırgınlıkların unutulmaması iyidir. Tıpkı Birand’ın Hulki Cevizoğlu’na verdiği o okkalı cevapta olduğu gibi...

Cüneyt Özdemir "

Etiketler:

Cumartesi, Ocak 23, 2010

70 Milyon Adım Yürüyor


Darbe girişimlerine karşı yürüyüş ve basın açıklaması
23 Ocak Cumartesi günü saat 15.00′da İstiklal Caddesi Tünel Meydanı’nda buluşuyoruz
23 Ocak’ta Balyoz Darbe Planına, “sivil vesayet” yalanlarına, Kozmik Odalardaki sırlara, darbe girişimlerine karşı birlikte ses çıkartalım!
Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu olarak 23 Ocak Cumartesi günü “Kafes-Balyoz/Darbe planı yapanlar yargılansın”, “Kozmik sırlar açıklansın” başlıklı yürüyüş ve basın açıklamasının özellikle bugün çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Balyoz Darbe Planıyla camileri bombalamayı, uçakları düşürmeyi, gazetecileri tutuklamayı, 200 bin kişiyi göz altına almayı düşünenlere, “Sivil vesayet”i tehdit olarak gösterip, askeri vesayeti meşrulaştıran, darbecilerin yargılanmasını “Sivil faşizm” olarak tanıtan, Kafes darbe Planlarıyla, hala görevi başında olan suikast timleriyle, başbakan yardımcılarını takip eden tehdit ağlarıyla, azınlıkları düşman olarak gören ırkçı yaklaşımlarıyla, cunta girişimleriyle, muhtıralarıyla, parti kapatmalarla, darbelere zemin yaratmaya çalışanlara karşı 23 Ocak Cumartesi günü saat 15.00′da İstiklal Caddesi Tünel Meydanı’ndan başlayacak yürüyüşümüze katılımınız ve göstereceğiniz ilgi özgürlük mücadelemizi daha güçlü kılacaktır.

Etiketler:

Cuma, Ocak 22, 2010

Birand Taraf'ı Takdir Etti

Etiketler:

Perşembe, Ocak 21, 2010

Balyoz İnsin Tepenize

Adınız çıkmış zaten kötüye; kaç darbe yapmışsınız, kaç cinayetiniz var, kaç darbeye zemin hazırlamışsınız, kaç muhtıra vermişsiniz, kaç akim kalan darbeniz var...hala mı sütten çıkmış ak kaşık muamelesi yapalım size, ey darbeciler?!!

Evet, evet; Prof. Mümtazer Türköne çok haklı, çok doğru söylemiş; bize yeni bir ordu lazım. Bu böyle olmayacak.

Hele bir de TSKnın açıklaması yok mu? Efendim, tatbikat MIŞŞŞ...

Yahu, siz bizi hala 1950ler, 60larda mı yaşıyor zannediyorsunuz allahaşkına? Bu kadar mı salakça bir savunma yapılır, bu mu bizim kurmay zekamız?

Tatbikatta, AKPyi nasıl etkisizleştireceğinizi mi irdelersiniz, yoksa adını sadece hükümet koyarak mı irdelersiniz?

Hain gazetecilerin isimlerini nasıl koyabildiniz madem tatbikattı?

Ayrıca, işbirliği yapabileceğiniz gazeteciler listesine gözatmadan bu gazetecilerin birçoğunun adını ben bile aklımdan sayabildiğime göre, bu bildiğimiz canlı bir liste, tatbikat falan değil.

Bak asker milleti, bir konuda anlaşalım artık: Aklın yok, olsa bu kadar berbat bir plan yapmazdın, adam gibi yapardın. Cahil zannettiğin biz siviller, birkaç yabancı dil biliriz, ayda en az iki kitap okuruz, dünyayı takip ederiz, üretken, yaşamayı seven(tabi senin yaşamaktan ne anladığını bilemem, ama benimki dünyayı takip edebilmek, bahçeli ev alıp, bahçe işleriyle uğraşmak vs vs) internet kullanabilen, dünyadan insanlarla bloglar üzerinden haberleşen emeklileriz. Biz emekliyken böyleysek, düşün ki, evlatlarımız ve/veya torunlarımız nerededir.?Beş yaşında torunum ingilizce konuşmaya başladı; daha dört yaşındayken dayısına "bak dayıcığım, bu dünyada benim de bir hayatım var herhalde, değil mi?" diye kafa tutabiliyordu.

İşte asker milleti, biz artık böyle insanlarız. Darbeyle susturabileceğini zannetmek gibi bir hayale kapıldığın vatandaş, senin o elindeki silahın karşısında korkmadan ölüme gider, sen beni öldüremezsin, çünkü bütün dünyaya "kendi vatandaşını öldüren ordu" olarak rezil olur, yerin dibine batarsın.

Biz ana-babalarımız değiliz beyler, HADDİNİZİ BİLİN!!!

Evet, bu iş sizinle olmayacak! Bize yeni bir ordu lazım!

Yıkılın karşımdan, vatandaş düşmanları siziii...

Neymiş? Nizam-ı kadim out, Nizam-ı cedid in!












Etiketler:

Cumartesi, Ocak 16, 2010

İstanbul 2010


Etiketler:

Cuma, Ocak 15, 2010

Başbakan Erdoğan Beni Kandırdı

Zam öncesi emekli maaşım 758
Ek ödeme 30
Toplam 788


Zamlı maaş 794
Ek ödeme 31
Toplam 825

Zam tutarı 37

Elektrik için bu yıl ödediğim fark 20
Sigara zam farkı(aylık) 30
Toplam 50

Bu yıl cebimden zamma rağmen çıkan 13

Yani, maaşım 13 tl eksildi. Sen de benim başbakanım olarak bana zam verdiğini ifade ettin 70 milyonun gözünün içine baka baka. Bana göre kocaman bir yalan söyledin Başbakanım. Demek sen de "millet" oldun, ama ben hala "halk"ım.

Sen anlarsın demek istediğimi Başbakanım.

Etiketler:

Çarşamba, Ocak 06, 2010

Sinan Çetin, ağzına sağlık

Salı, Ocak 05, 2010

Ağzına Biber Sürülecek Başkan


T.C.M.M. Başkanı Mehmet Ali Şahin
O ne hızdı öyle başkanım. İyi ki ayağın tökezlemedi. Her ne kadar farkında olmasanız, objektif olamasanız da, bu gerçeği değiştirmiyor. Yazık ki, benim güzel ülkem kendi vatandaşıyla savaşıyor. Bunu engellemek elinizde. Savaşı bitirin ve askeri çekin. Suçu polis kovalar, asker değil.

Etiketler:

Pazartesi, Ocak 04, 2010

Kozmik Odaya En Yakın Sivil Eylem


Genç sivillerin de katılımcılarından olduğu Darbeye Karşı 70 Milyon Adım koalisyonu üyeleri Kozmik Odaya 50 metre kadar yaklaştı ve Hakim Kadir Kayan'a destek verdi.



HAKİME DOKUNMA - HAKİMİN PEŞİNİ BIRAK - SESSİZ OL! HAKİM ÇALIŞIYOR


Bundan 31 yıl önce ülkenin darbe ortamına sürüklendiğini anlayan Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz, darbenin izini sürmüş, yolu bu kapıya çıkmış, açmak için zorlamış ancak açamadan bir cinayete kurban gitmişti.


Doğan Öz öldürülmeseydi, sırlar ve suçlar odasına girebilseydi 12 Eylül darbesi muhtemelen yapılamayacaktı.


Ancak ne yazık ki bu cesur savcı öldürüldü. Katili yakalandı. Dört kez suçlu bulundu, karar dört kez bozuldu ve serbest bırakıldı.


NATO’nun kurdurduğu bu yapının kapısını bir daha tıklatmaya cesaret eden olmadı.


Taa ki bugüne kadar. Bugün, bir hakim bu kapıyı zorladı ve açtı.


Biz Hakim Kadir Kayan’ın 31 yıldır bekliyorduk.


Yaşadığımız bu tarihi günlerin farkında olanlar olarak buradan sesleniyoruz.


Hakimin peşine aşçı, şoför, marangoz takanlar.. Hakimin peşini bırakın!


Tehdit mesajlarıyla, tacizlerle gözünü korkutmaya çalışanlar. Hakime dokundurmayız!


İçeride kendilerinin ya da dostlarının isimleri yazılı olan köşe yazarları, eski ve yeni genel yayın yönetmenleri. Sessiz olun, hakim çalışıyor!


Darbelerden, halka rağmen halk için politikalarından, sansasyonel cinayetlerden, kaos planlarından, yer altından çıkan silahlardan bıkan, artık yeter diyen herkesi Hakim Kadir Kayan’a sahip çıkmaya, destek vermeye çağırıyoruz.


70 Milyon Adım Koalisyonu

Etiketler:

Cuma, Ocak 01, 2010

"Jitem yok!"muşşş

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal, pire berber iken...2006 yılının şu haberinde bir jitem varmış.

Ama ısrarla söylenen jitem "YOK"muş.

Aşağıda görünen bordro da yokmuş(adı soyadı bölümünde abdülkadir aygan yazıyor)



Eh, ben daha ne diyeyim?

Kimse kalkıp, benim gibi emekli bir teyzeye askeri yıpratmayalım diklenmelerine soyunmasın. Asker benim evladım, onu ben doğurdum, insan evladına kıyar mı? Ama, bir anne bir çocuğunun kötü huylarından diğer çocuklarının canının yanmasına da göz yumamaz.

Etiketler:

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11