“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Pazar, Nisan 25, 2010

Taciz ve Tecavüze HAYIR!!!

Cumartesi, Nisan 03, 2010

Ödülünüz Ayıbımız!

Etiketler:

Pazar, Mart 07, 2010

Bir Yalan Dolaşımda : Prof. James C. Ryan Diye Biri

Birileri internette bir yalan dolaştırıyor ve bunun gerçekliğini araştırmadan birbirlerini kaynak göstererek, akıllarınca muhalefet yapıyor.

"Türkiye Tehlikede - Prof James Cem Ryan" diye yalan bir yazı!

İsmi verilen şahıs gerçek fakat yazı yalan. Gerçek James C. Ryan bu sitenin kurucusu ve bir savaş karşıtı. Kendisi askerliği bırakıp ticaret ile uğraşmış. Adı geçen site kanalıyla kendisine ulaştım, hangi hakla benim ülkemi kendi başkanına şikayet edebildiğinin hesabını sordum ve akabinde bundan utanması gerektiğini belirttim; ulusalcıların kendisinin olduğunu iddia ettiği bu site kaldırılmakla birlikte, bir çok yabancı sitede olan yazısı da kaldırıldı. Ancak, Türkiye'de ulusalcı internet basını bu hususların hiç birini dikkate almadan ve bir yabancının bizim adımıza bizim yönetimimizi Amerikan Başkanına sanki bir müstemlekeymişiz gibi şikayet etmekten geri durmadan ısrarla yayınlamakta. Hem Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapıp, hem de kendi ülkesinin bir amerikali tarafından Amerikan başkanına şikayetini içine sindirebilen bir vatanperver nasıl olunabiliyor, bunu nasıl içlerine sindirebiliyorlar açıklamaları gerek. Açıklamaları "ben aşağıda kaynağımı yazdım" olup, hala bu yalan yazıyı kaldırmıyorlar ve herbiri bir diğerini kaynak göstererek müstemlekeliği içlerine sindirebiliyorlar.

Keşke hükümete muhalefetlerini böyle bir kandırmacanın ardına sığınmadan, bu kadar ezilmişlik psikozuna sapmadan, daha doğru, daha evrensel insan hakları, evrensel özgürlük, evrensel hukuk boyutuna taşıyabilseler de, biz de destekleyebilsek.

Etiketler:

Cumartesi, Şubat 20, 2010

Nah Darbe Yaparsınız!



free glitter text and family website at FamilyLobby.com













Bülent Arınç’ın evinin önünde bir araba dolusu albay yakalandı. Ne arıyorsunuz burada diye soranlar, ‘bilgisayar yazıcısına kartuş almak için buradayız’ cevabını aldılar. Önce ‘kartuşçu’nun krokisinin çizili olduğu kağıdı yutmaya çalıştılar. Yutamayınca ve yutturamayınca da sızıntı yapan bir albayı takip ettiklerini söylediler.




Ağızda biraz ıslanmış olsa da çizgileri kaybolmamış kroki devletin yetkilendirdiği hakimin yolunu yine devletin suç envanterinin tutulduğu Kozmik Odaya çıkardı.




General İlker Başbuğ’un internete düşen ses kaydında hakimin odaya girmesine kendisinin izin verdiğini yoksa hakimin ‘nah gireceğini’ öğrendik.




Evet bir zamanlar öyleydi.




Sizin müsaade ettiğiniz kadar demokrasi,




Sizin müsaade ettiğiniz kadar özgürlük, hak, hukuk.




Başbuğ’un cümleleriyle tarif edersek tam olarak NAH CUMHURİYETİ’nde yaşıyorduk.




Şimdi devir değişti.




Aile terbiyemiz el vermese de o üç harfli kelimeyi kullanma sırası artık bize geçti.




General Başbuğ, Zamanı geldiğinde ne yapacağınızı iyi bildiğini söylüyor. Biz şartların olgunlaşması ve zamanın gelmesiyle neyin kastedildiğini çok iyi biliyoruz. Kenan Evren’de 12 Eylül için bir yıl şartların olgunlaşmasını beklediğini söylemişti.




Artık ne kadar bekleseniz boş.




Biz varken NAH darbe yaparsınız.




Başka kapıya DEH

Etiketler:

Cuma, Şubat 05, 2010

Tekel İşçileri Sendikacıların Kurbanı

Tekel İşçilerini desteklemiyorum. Neyin peşindeler anlamakta zorluk çekiyorum. Bizler işsiz kalırken, işçilerimiz boğaz tokluğuna çalışırken ve işlerinden olurken, hiçbiri ses çıkarmadı. "Devlet arpalıktır" düşüncesi bitsin istiyorum.

- Tekel'de varlık satışı yapılırken sigara fabrikalarında çalışan yaklaşık 4 bin işçinin tazminatlarının ödenerek iş akitlerinin feshedileceği önceden biliniyor muydu? Evet.

- İsteyen işçilerin devlette bir tür sözleşmeli çalışma statüsü olan 4c kapsamında istihdam edilmesi söz konusu muydu? Evet.

- Sendika temsilcileri kendi özel şartlarını, iç seçim kaygılarını gerekçe göstererek bu işçilerin bir süre daha kamuda tutulmasını istedi mi? Evet.

- Tekel'i satın alan yabancı grup, en az 1000 işçi ile yola devam etmek istedi mi? Evet.

- Nitelikli işçilere, 20 bin lira işe başlama ödeneği, kira yardımı, ücret zammı ve 3 yıl iş garantisi teklif edildi mi? Evet.

- 3 bin 900 civarında işçi, özel sektörün teklifinden haberdar edildi mi? Orası kuşkulu.

- Sendika yöneticileri, sözleşmelerinin feshedileceği belli olan işçilerin tütün depolarında geçici olarak istihdam edilmesini isteyip, bu sırada 4c şartlarında iyileştirme müzakeresi yaptı mı? Evet.

-Tekel işçilerine, meslek kazandırma eğitimi, yeni iş kurma desteği önerildi mi? Evet. Kabul eden çıktı mı? Hayır!

- Çok yakında 2.500 Tekel işçisi daha 4c kapsamına girecek mi? Evet.

- Yapılacak özelleştirmeler ve farklı kamu işletmelerinin satışı sonrası yaklaşık 170 bin işçi daha kamuda kalmak için başvuracak mı? Evet.

- Bugünkü işsizlik şartlarında 20-80 bin lira arasında tazminat alan, yeni iş kurmasına yardımcı olunan veya kamuda 11 ay süreyle 750-950 TL ücret teklif edilen işçiler var mı? Evet. İşçiler bu öneriyi beğeniyor mu? Hayır!

Bilgiler Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu'ndan alınmıştır.

Etiketler:

Cumartesi, Ocak 30, 2010

Gençsivillere Ceza!

Cezalandırıldık!

Cezalandırıldık!

Darbeci Baro Pankartı'na Ceza! Genç Siviller'e 139 TL bağışta bulunan herkese ekteki ceza metninin isminize özel hazırlanmış, Genç Siviller logolu, Darbeci Baro Pankartı arkaplanlı fotoblokunu yolluyoruz!

Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı, Taksim'de İstanbul Barosu'nun yürüyüşünde, otelden sarkıttığımız "Darbeci Baro Taksim'e Hoşgeldin!" pankartından ötürü bizi Umumi ve Özel Yerlere İzinsiz Afiş Asmak kabahatinden 139 TL cezaya mahkum etti.

Bu eylemin öncesinde bize destek veren, sonrasında da Türkiye'nin pek çok yerinden ve yurtdışından arayıp bizi tebrik eden, ailecek bayılıyoruz, helal olsun size diyen herkese sesleniyoruz:

Cezamıza Ortak Olun!


Pankartın asıldığı otel odasının kapısına çullanıp, travma geçiren, güvenlik görevlilerine saldıran, İstanbul Barosu'nun adalet (!) dağıtıcılarını hep beraber izledik.

Bu izleme keyfinin bedeli belli oldu, 139 TL!



Genç Siviller'e 139 TL bağışta bulunan herkese ekteki ceza metninin isminize özel hazırlanmış, Genç Siviller logolu, Darbeci Baro Pankartı arkaplanlı fotoblokunu yolluyoruz!

Bu evladiyelik çok özel hatırayı saklayarak, torunlarınıza gösterebilir, bu çocuklara ben destek oluyordum, diye anlatabilirsiniz.

Bu şık fotobloku, ofisinizin-evinizin baş köşesine asabilir, ona baka baka, Türkiye'ye bir gün hukuğun geleceğine olan inancınızı her daim pekiştirebilirsiniz. Hatta bu fotobloğu, kendiniz için yaptırabileceğiniz gibi, dostlarınıza da hediye edebilir, onları da mutluluğunuza ortak edebilirsiniz.



139 TL ile yaşanabilecek en güzel hazzı yaşayın, Genç Siviller'e destek olun!
Ofisimizdeki "Değirmenin Suyu" panosundaki yerinizi alın!


Alıcı Adı: Siyasal Ufuk Derneği
IBAN: TR78 0006 2000 0680 0006 2989 33


Garanti Bankası - Galatasaray Şubesi
Şube Kodu: 068 Hesap No: 629 8933







Etiketler:

Cumartesi, Ekim 31, 2009

Eylem Planına Karşı Eylem

Cuma, Ekim 30, 2009

ÇÜÜÜÜÜÜÜŞŞŞŞŞŞ Eylemi

Serdar Turgut,

Bence Rojin'in destekçileri de sana aynı muameleyi yapsınlar, bunu desteklerim!

Herhalde kendini çok iyi hissedersin :)

Etiketler:

Çarşamba, Ağustos 26, 2009

Ağzın Parmak Sallamasın Paşam!

Parmağını sallayarak bizleri korkutmaya çalıştığın gün daha dün gibi. Oysa, biz korkmadık kİ! Sadece eksildin gözümüzde. Para ayırıp, beline silah koyduğum önce bana haddimi bildiriyorsa, bunda bir tuhaflık var; değil mi paşam?

Şimdi de ağzından çıkan zehir zemberek sözlerle mi korkutacaksın beni paşam? Yine belindeki silah mı güvencen?

Bir kez de sana saygı duymamı sağlayacak sözler sarfetsen ve "iç güvenlik" neler gerektirir konularından uzak dursan! Ben sana bu yetkiyi vermedim ki paşam! Ben o yetkiyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdim. Sen de O ne derse, onu yapacaksın.

Bunu anlamak bu kadar mı zor?

İfade özgürlüğü evrensel bir haktır. Sen bu evrende yaşamak istemiyorsan, o senin sorunun Başbuğ paşa; benim değil. İkide bir bize ne yapmamız, ne düşünmemiz gerektiğini öğretmeye kalkışma, bu senin işin değil, ben de aptal değilim!

Sen siyaseti bırak da, kendi kurumun içinde bir evladımızın elinde patlayan bombanın hesabını ver!!!!!!!! İşin bu!

Etiketler:

Cumartesi, Şubat 28, 2009

28 Şubat Sürüyor

Gata'dan Escape


Etiketler:

Cuma, Şubat 20, 2009

GenelKurmay'a Ne Oluyor?

"Ben askerimi kışlasında severim". Bu cümleyi benden ilk duyan İlhan Parseker'dir ve ben bu cümlemi 10-15 gün sonra aynısıyla Çiller'in ağzından duydum. Anladım ki, sarfettiğim sözler gerçekten bir slogona uygundu.



Bugün hala aynı görüşteyim. Benim torunumun okulda "ermeni düşmanı", "kürt düşmanı" vs olarak yetişmesini istemiyorum. Hiçbir toplumu kendisine otomatik düşman olarak görmesini istemiyorum. O kendi hayatını yaşamalı ve kendi doğrularını, eğrilerini kendisi belirlemeli. Onun hiçbir düşmanı yok, çünkü çocuk o. Kürt çocuğu gibi, Filistin çocuğu gibi, Darfur çocuğu gibi, Irak çocuğu gibi...BİR ÇOCUK.



Genel Kurmay hangi yetkiyle okullarda küçücük çocukların beyinlerini yıkamak üzere "Sarı gelin" adlı belgeseli hazırlattı? Genelkurmay verecekti de eğitimi, biz neden Milli Eğitim bakanlığı kurduk? Ben çocuğumun büyükannesi olarak kimsenin yavrumu bu pre-düşmanlıkla yönlendirmesini istemediğim gibi "HERKES KENDİ İŞİNE" diyorum ve bu olayı benim Genelkurmayıma ve Milli Eğitim Bakanıma yakıştıramıyorum. Derhal benden özür dilenmeli!
Minicik çocuğum dülmanlıkla bilenmemeli. Buna hiçbirinizin hakkı YOK!!! Bu memleket sizin değil, bizim. Biz kiminize vekalet verdik, kiminize de memleketi savaş zamanı dış düşmanlardan korumak üzere evlat verdik. Bizim efendimiz değilsiniz; dengemizi bozmayınız!!!

Etiketler:

Cuma, Ocak 30, 2009

DAVACIYIZ


Etiketler:

Perşembe, Ocak 29, 2009

Abdülkadir Aygan Ne Anlatıyor?

Etiketler:

367 Oyunu!



Bu video yayınlanmadan da biz biliyorduk oynanan oyunu. Ondandır "Babayasa Mahkemesi" talebimiz

Etiketler:

Çarşamba, Ocak 28, 2009

Genç Sivillerden Savcı Protestosu


'Genç Siviller' İstanbul Adliyesi önünde '40 savcı değil 367 savcı olsun' eylem yaptı!


İstanbul Adliyesi önünde eylem yapan Genç Siviiler '40 savcı değil 367 savcı olsun' başlıklı basın bildirisini okudu.

İŞTE GENÇ SİVİLLER'İN BASIN BİLDİRİSİ

40 Savcı da yetmez 367 savcı olsun

Ergenekon davasına dün üç yeni savcı daha atandı.

Sabih Kanadoğlu 40 savcı olsun istedi, savcı sayısı 7 kocalı hürmüz şarkısındaki gibi artmaya başladı.

Sabih Amca! Artık elini biraz hayatımızdan çeksen, bizi rahat bıraksan nasıl olur?

Anlaşılan o ki; biz şu genç halimizle üç tane merdiveni zor çıkarken hayatı televizyonlarda, konferanslarda geçen Kanadoğlu'nu 40 değil 367 savcı bile kesmeyecektir.

Vatan toprağını sıktıkça fışkıran bombalarla Ergenekon davasını artık sulandıramayacaklarını anlayanların son numarası, Ergenekon davasının savcılarını sulandırmaktır.

Ama biz biliyoruz ki Ergenekon'un İtalyan kardeşi Gladio'yu savcı Felice Casson tek başına çökertti. Aralarında Cumhurbaşkanları, işadamları, askerler olan 600 kişiyi o mahkum ettirdi, binlerce kişiyi o sorguladı. Onun da başına Sabih Kanadoğlulları, YARSAV'lar musallat edildi ama derin devlet yorgunu İtalyanlar savcının işine karışılmasına izin vermediler.

Gördüğünüz gibi hepimiz okumuş, dünyayı bilen çocuklarız. Ergenekon davasına yeni savcı atamalara doyamamanın ne anlama geldiğinin gayet iyi farkındayız. Galiba bu aklıevvellerin unuttukları bir şey var. Yine böyle numaralarla üzerini kapattığınız Susurluk'tan, Şemdinli'den bayağı tecrübe kazanmış bir halkız biz.

Yani zannettiğiniz kadar geri zekâlı değiliz.

Gözlerimiz bunca şey gördükten sonra böyle ucuz numaralarla bu kez üstünü kapatmanıza izin vermeyeceğiz.

Haberiniz olsun!

Etiketler:

Pazartesi, Ocak 12, 2009

"Üstün Hukuk" Borazancılarına Duyuru

Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya (üstte) şimdi bakkal dükkanı çalıştırıyor ve Yar-Sav bunu onur meselesi yapmıyor, "saygın insanlara" farklı farklı davranılabilineceğinin altını çiziyor. Sizden olanlar, bizden olanlar diye toplumu ikiye bölüyor.



Şemdinli savcısı nerede?


Şu anda ne yapıyor?


Onu nasıl canla başla korudunuz?


Meslekten ihraç edilirken borazanlarınızın sesi niye duyulmadı?


Ey su başını tutan dinozorlar, size sesleniyorum!!! Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yüzbinlerce lira tazminata mahkum ediliyor, yani o kadar insan hakları ihlalleri var; peki neden sesiniz çıkmıyor? Neden kulaklarınız sağır?

Askeri suçlar dışında askeri mahkemeleri, savcılar ne iş yapar? Bir askerin toplum içerisinde işlediği bir suç hangi tip ülkelerde askeri mahkemelerde görülür?

Sana salak gibi mi görünüyoruz borazancıbaşı? Halkını aptal zanneden subaşı devlerini biz çoktaaaan tarihe gömdük, çoktaaaan...

Etiketler:

Çarşamba, Ocak 07, 2009

Filistin'e Destek

Perşembe, Ocak 01, 2009

İsrail Halkının protestosu medyada gösterilmiyor!!!




veya burayı tıklayınız

Etiketler:

Perşembe, Temmuz 24, 2008

Darbeye karşı Ses Çıkar!


Etiketler:

Salı, Haziran 24, 2008

Değişimin Frkında Mısınız?

Farkında mısınız? Türkiye değişiyor. O denli büyük bir değişim var ki, büyüklüğünden ötürü gözden kaçıyor belki de.

Türkiye tarihinde ilk kez, TSK darbeyi güçlendirme ve yönlendirme amacıyla, Sivil Toplum Örgütlerini devreye sokuyor.

Ülkemin vatandaşlık bilinci gelişmiş, birey olmanın önemi kavranmış bir ülke olmaya başladığının farkında mısınız?

Neden darbe yapamadılar? Halktan korkuyorlar da ondan.

Anne ve babalarımız korkmuşlardı. Göbeğini kaşıyanlardı onlar. O göbeğini kaşıyanlar eksikliklerini tespit etti ve çocuklarını, boğazlarından keserek okuttu. Birçoğunun çocukları bugün ortalama 50 yaşlarında ve bunların içinde büyük bir kısmı en az bir yabancı dil bilen, okumuş insanlar. Tabii bir de bunların yetiştirdikleri var: Genç Sivillerin yaş ortalamasına bakarsanız, bunların bizim çocuklarımız olduğunu görürsünüz.

Türkiye değişiyor. Değişim o kadar büyük ki, büyüklüğünden ötürü gözden kaçıyor. Türkiye bütün uçlarıyla birlikte, barış içerisinde ve bireysel hakların meşruluğunu ortak paydaya alarak çok büyük adımlar atıyor. Veeee, birilerinin bu değişimden ödü kopuyor. Çünkü hala "savulun, halk plajları bastı, vatandaş denize giremiyor" mantığından bir adım ileri gidememişler. O kadar eskide kalmışlar ki, hala utanmadan türlü türlü darbe denemelerine girişiyorlar. Bu halk darbecilerini er veya geç yargılayacak ve bütün hukuksuzluklardan arınacak.

Farkında olanlar çok korkuyor. Sivil Toplum Kuruluşlarının ve bürokratların darbeye destek verme çağrılarının sebebi bu.

Baykal utanmadan milleti Kurtuluş Savaşı vermeye çağırıyor. Allah seni bildiği gibi yapsın. Kime karşı vereceksin sözde savaşını bre vicdansız? Kendi halkına karşı mı?

Haziran başında yazdığım "Ben Atatürkçü Değilim" adlı makalemi yazarken, sonunu "siz bu gidişle halkınızı bile kesersiniz Atatürkçülüğünüz uğruna" diyerek bitirmiştim. Ne kadar öngörülü bir halk var, farkında mısınız?

Haydi Türkiye'm, Osmanlı mirasından kopmadan, Atatürk'ün yürürlüğe soktuğu Anayasana sahip çık ve darbecilerin sözde Anayasasını değiştir. Millete karşı yasa olmaz, vatandaşı Devletin kudreti karşısında korumak için yasa olur.

Haydi Türkiye'm, hazırla Yeni Anayasanı, yüzakıyla çık gelişmiş ve zenginleşmiş Dünya Devletleri kulvarına. Bakma Baykal'ın ikide bir bizi Humeyni ile korkutmasına; Baykal bayılıyor Humeyni Rejimine; çünkü, ancak öyle bir rejimde diktatörlüğünü sürdürebilir. Bizim istedğimiz bir Anayasa ile ve gelişmiş, zenginleşmiş, bireysel hakları tanımış bir Anayasa ile Baykal ancak emekli olur :))))))))

Etiketler:

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11