“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Çarşamba, Ağustos 26, 2009

Ağzın Parmak Sallamasın Paşam!

Parmağını sallayarak bizleri korkutmaya çalıştığın gün daha dün gibi. Oysa, biz korkmadık kİ! Sadece eksildin gözümüzde. Para ayırıp, beline silah koyduğum önce bana haddimi bildiriyorsa, bunda bir tuhaflık var; değil mi paşam?

Şimdi de ağzından çıkan zehir zemberek sözlerle mi korkutacaksın beni paşam? Yine belindeki silah mı güvencen?

Bir kez de sana saygı duymamı sağlayacak sözler sarfetsen ve "iç güvenlik" neler gerektirir konularından uzak dursan! Ben sana bu yetkiyi vermedim ki paşam! Ben o yetkiyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdim. Sen de O ne derse, onu yapacaksın.

Bunu anlamak bu kadar mı zor?

İfade özgürlüğü evrensel bir haktır. Sen bu evrende yaşamak istemiyorsan, o senin sorunun Başbuğ paşa; benim değil. İkide bir bize ne yapmamız, ne düşünmemiz gerektiğini öğretmeye kalkışma, bu senin işin değil, ben de aptal değilim!

Sen siyaseti bırak da, kendi kurumun içinde bir evladımızın elinde patlayan bombanın hesabını ver!!!!!!!! İşin bu!

Etiketler:

4 Comments:

Blogger tufan said...

Bunları görebiliyorsunuz çok güzel,peki diyerlerinide görebiliyor'mu gözleriniz,üç tarafı deniz olan cennet ülkemde,bana hangi limanı gösterebilirsiniz satılmayan,hangi yeraltı zenginliğimiz bizim kontürolümüzde,hangi hava meydanı satılmayan.
OY verek cevap verdiğinizi söylediğiniz insanlar bu ülkenin düşmanımı çok merak ediyorum doğrusu.
Mesela deniz feneri dosyası neden hala gün yüzüne çıkmıyor hiç düşündünüzmü.
Elbette elinde bomba patlayan evladımızında hesabı sorulmalı ama gözlüğümüzün tek tarafından bakarak değil.
Saygılar.

Eylül 04, 2009 2:43 ÖS  
Blogger Birsen Şahin said...

Bu yorum yazar tarafından silindi.

Eylül 05, 2009 1:42 ÖÖ  
Blogger Birsen Şahin said...

Merhaba Tufan,

Yazdıklarına ve bloğunda okuduklarıma istinaden çocuklarımdan küçük olduğun varsayımına dayanarak sana isminle hitap etmekteyim. Umarım yaşıma ve yaşamışlığıma verirsin.

Evet, anladığın gibi o yazdıklarım gibi durumlar gözümden kaçmamakta.

Bloğunda yazdığın herbiri çok özel şiirlerinden sonra öncelikle senden "diyer" değil, "diğer" yazmanı beklerim. Edebiyata düşkünlüğün beni ne kadar mutlu ettiyse, bu da bir o kadar dokundu. Umarım sana bir katkım olur.

Evet, ülkemiz bir cennet bizlere göre. Her ülke kendi insanına bir cennettir zaten. Bülbül misali.

Benden sana satılanların hesabını vermemi istiyorsun; peki sen bana satılanları belgelendir, ben de sana bir ülke içerisinde herhangi bir kişi ve/veya kuruma satılmış olan alanların bir başka ülkenin toprağı sayılmayacağını koca koca ispat edeyim. Bu bir.

Kime oy vererek cevap verdim, anlayamadım. Bunu izah et ki, ben de seni cevaplayayım. Bu iki.

Düşman kim? Bunu da anlamadım, bir zahmet bunu da izah ediver. Benim yazımda kimse düşman addedilmemiştir. Bu üç.

Deniz Feneri meselesini düşünmekten aciz biri gibi mi göründüm sana yazdıklarımla? Oysa hiç de aciz biri değilimdir. Kör veya aptal hiç değilimdir. Bu da dört.

Umarım ne demek istediğini daha iyi açarsın.

Eylül 05, 2009 1:46 ÖÖ  
Blogger tufan said...

Hanımefendi teşekkür ediyorum yorumumu cevapladığınız için.
Anladığım kadarıyla yorumum,kelime hatam ve yazdığım şiirler sizin gözünüzde çocuğunuz yaşında görünmeme sebeb oldu,bunu hangi niyetle söylediğinizi tartışmayacağım sizinle,ben kendimin ne olduğunu iyi bilen bir insanım.
Bilmemek ayıp değil doğru bu,sayenizde kelimemi düzelteceğim bunun içinde teşekkür ederim.
Öncelikle bir hatamı düzeltmek istiyorum,size yorum yazarken bir çok yazı okumuştum ve sanıyorum karıştırdım,sorularımın çoğunun muhatabı sizin yazınız değil,bundan dolayı özür dilerim.
Satılan ülke zenginlikleri konusunda sizinle ayrıca tartışırız bu ayrı bir konu,bana ismimle hitab etmeniz beni asla küçültmez ayrıca ben sizin aptal olduğunuzu hiç düşünmedim bile,benim için düşünen ve yazan her insan kıymetlidir fikirlerimiz ayrı ayrı olsa bile.
Cengaver bir yüreğiniz olduğu belli ama kelime aralarında beni küçümsemeniz pek şık durmadı.
Şiir yazmak bir gönül işidir ve kimse edebiyetçı olmak zorunda'da değildir,beni mutlu ediyorsa,içinde kendinden bir şeyler bulanı mutlu ediyorsa benim için yeterlidir.
Ben bir hata yaptım,dikkat etmeden yazınızı yorumladım,bunun için tekrar özür diliyorum,ama bende yüreğinden geleni dilinde saklamayan bir insanım,siz her ne kadar çocuğunuz yaşta görsenizde aynı kuşağın insanıyız.
Umarım bloglarımı inceleme fırsatınız olur ve bu düşüncelerinizi silebilirim.
Saygılar.

Eylül 05, 2009 3:58 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11