“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Perşembe, Ağustos 23, 2007

Kendime Konuşmalar 25


Resim MICHAEL DUMAS
Ak saçlı bir ihtiyar, biraz aksak biraz normal, yediğinin haddi hesabı yok, eminim bir gün hesaba çekecek yedikleri öbür tarafta, bir baston taşır bütün ağırlığı, dünya şekeri bir çınar. Hepsi iyi güzel de, nedir o iki dudak arası kıvrılan ve bütün zehrini en yakınına salan? Bir an durmadan, biteviye akar zehir, kime geçtiği önemsiz zehrin, çünkü yılana göre zehir değil; en çok da en yakınındaki alır payını, uzağa ne kalır?


Yüzüne baktığımda kendimi görür gibi oluyorum; oysa, ne elleri ben, ne kolları; ne yüzü ben, ne gözü; ne düşleri ben, ne geçmişi/armut yolunu şaşırmış!..Bazen bakıyorum geçmişine, başka nereler aldı payını diye, hesabı tutan yok -benden başka.
Birsen Şahin
04 Temmuz 2007

Etiketler:

Kendime Konuşmalar 24


Yatma yerde boylu boyunca. Ölmedin daha, çok var zamana. Koca bir dert kayası seni bekler ömrün orta yerinde, adım adım yürüyeceksin o patikada.


Bir kez kalbin kırıldı, gözünden yaş geldi diye sonu mu geldi sandın aldığın nefesin? Henüz yolun başındasın daha.


Haydi! Sar yaralarını, topla saçını başını ve devam et yola. Daha ne gördün ki burada? Etinden et kopartıldı mı? Yüreğin yerinden sökülüp alındı mı? Daha çok var yolun sonuna. Sil gözünün yaşını, güneş bir daha doğar gelecek bahara. O zaman dek derin derin çek içini ve bütün yaşamı doldur ciğerlerine; çünkü, aldığın her nefes gerekecek sana tenin kıvrandıkça sonsuza...
Birsen şahin
23 Ağustos 2007

Etiketler:

Kendime Konuşmalar 23


Yenildim kıskançlığın yoz orospusuna. Bu kadar çok olunca ağızlar ve biri susmadan diğeri başladıkça yutmaya, paralamaya, paramparça etmeye, koruyamadım kendimi kendi canavarımdan. Yenildim it dalaşına, horoz dövüşüne. Lime lime ayrıldım kendimden, paramparça düşlerim.

Bak! Gözünün üzerinde kaşı var, saçını da boyamış kırmızıya. El işte, göz oynaşta... Derdi beni gerdi ya!...

Bre sersem! Bıraksana yaratılanı kendi günahına. Sana mı kaldı doğru yolu buldurup, eğri yoldan ayırmak? Senin bastığın yer düzgün mü? Yoksa, bir bataklık üzerinde yürüyüp de fark etmediğin yer mi günahsız ve "iyilik" sandığın dünya? Ya gözlerini kapayıp bir an, kavrarsan bütün gerçeği, asıl o zaman batarsan batağa, hangisi bir el verir sana?

"Oh, iyi oldu! Zaten benzememişti bize" duan olur karanlığın altında...

Birsen Şahin
23 Ağustos 2007

Etiketler:

Kendime Konuşmalar 22


Zehir fışkırıyor gözlerimden, yıldırım çakıyor kirpiklerimde, akan zehir tenime yayılıyor/ellerim, parmaklarım, göbek deliğim uzanıyor geleceğe ve zehir sürgün veriyor kuşak kuşak çağlara. Doğarken mi bulandım ben kara düşlere? Şüphelerim hep aklımın bir köşesinde dürtüyor beni dört duvar arasının sessizliğinde...

Önüm, arkam, sağım, solum SOBE! Saklanmayan ebe...Kim sobeledi beni? Kılıfımdan sıyrıldığım yerde mi bulandım bu yapış yapış, ağdalı bulamaca? Ondan mıdır her yere bulaştırmamız içimizdeki nefretiSen/ben/o -hangimiz dokunmadan, düşmeden, yuvarlanmadan boka, çıktı meydana? Var mı elleri temiz kalan?

Bir ayna verin bana! Görmeliyim yüzüme, gözüme bulaşanı, ağzıma dolanı, kusmadan önce. Görürsem, kendi suretimden kurtulurum belki, sıyrılırım tenimden bukalemun gibi.

Bir umut işte! Önceki nefesler de kavruldu mu aynı ateşte? Sıyrılan var mı ey Adem? Yoksa, bundan mıdır bir elmaya yüklenişi bütün suçun?

Birsen Şahin
20 Ağustos 2007

Etiketler:

Kabuğuna Sığmayan Yazarlar


Özenir insan yaşamaya/kargaların ve martıların kanat çırpışlarında gözlenir hedef -karga bile güzel midir kanat çırptıkça? Rengarenk dönen kanatlar gözümü mü boyuyor yoksa? Bir aldanış mı gördüklerim, yoksa görmek mi bir yanılsama? -Nedir ak ve kara?

Güzel...Güzellik! Bir bakıyorsun çığırından çıkmış, ağız burun kaymış dillerde, kimse kimsenin dediğinin yakınında yok!..Oturmuş bir masada mürekkep kokanlar sırt sırta, parmaklarından harf damlatanların düellosu var ağızların her açılışında/güzellik mi sunar parmaklar ya da akıl, bu kadar büyük bir savaş varsa aralarında? Biri diğerine caka satar, bıyık altından ve göz ucundan ve parmaklardan dökülür harfler VUR! VUR! VUR!..

Ne çok batıp çıkmış tepsi ve mumlar ve yabancılaşmış birbirini besleyenler/vuruşturuyorlar dillerini, cenge çıkmış bütün gözler, hepsi bir diğerine sağır.

Oysa bir söz söyleme sanatı vardı eski zamanda, az sözle çok şey anlatma derdindeydi hokka ve divit sahipleri bugünkü savaşçılara inat/ tarihten kıs kıs gülmekteler şimdiki cengaverlere .
Bir canavar dadanmış dostlarıma, yemiş kemirmiş içlerinde ne varsa, posa olarak da tenlerini bırakmış bana.

Beni ıskaladı mı? Yoksa?..
Birsen Şahin
23 Ağustos 2007

Etiketler:

Sone/Riya


İğne deliğinden ne kadar görünür dünya
Kolum kanadım kırıldı gözden kaçanlardan
Anladım şimdi benim gördüğüm hep bir rüya
Kaçtım durdum içimdeki bitmez yalanlardan
Gerçek olsa düşümde yaşattığım sevgiler
Düşer miydim hiç kara ve dipsiz kuyulara
Baktığım aynada gördüğüm yalan övgüler
Beni benden almış sevgili, salmış dağlara
Gözüm açılınca gördüm ancak olanları
Sevda kaçmış benden uzak uzak, köşe bucak
Kalmış ellerimde kimsesizlik buzulları
Yanıyor içimde bir yerlerde kordan ocak

Neye yandığımı bilmem çok yüzlü hayatta
Sevgilerim yalan olmuş, kalamam ayakta
Birsen Şahin
23 Ağustos 2007

Etiketler:

Çarşamba, Ağustos 22, 2007

ENKOYU

Pazar, Ağustos 12, 2007

Kendime Konuşmalar 21

Bir kalemin ucunda bütün korkularım -dokunsa beyaza lekelenir sanki, ne uç dokunuyor beyaza, ne bir kelâm lekeliyor akları-.

Bir sıksam kendimi, bir cesaret bulsam ve dokunsa elimde sıkı sıkı tuttuğum kalem, parmalarımla yön bulsa ve akıtsa mürekkebini içindeki korkuların kâh eğri büğrü, kâh yuvarlanarak, hiç durmadan kussam bütün gizlerini aklımın, köşe bucak sökün etse, kalmasa kırpıntısı, dizilse satırlara alt alta ve okusam dökülenleri/ne kadar ben olmuştur yan yana?

Ah! Aciz ben...Hâlâ bir heves "ben" dökülecek sanıyor kağıda/dökülen hep "Sen" olacak oysa, sallanan beşikte ben bir kırık düş bulaştıracağım el kadar bebeğe. Acılar saracak el kadar yavrunun teninin her zerresini, "sen" yapacaksın yumurcağı...

Yumurcak büyüyüp yaşlanınca bile hâlâ "sen" taşıyacak her dokunuşta ve beyhude bekleyecek kendisi olmayı boş kağıt üzerinde...

Etiketler:

Ten Unutmadı Ki...

Beden kendisine yapılan unutur mu? Sen unutsan, dipsiz kuyulara atsan, mezarlara gömsen, denizlere, okyanuslara salsan bile recm izlerini, aklın tatile çıksa ve yenilensen, yeni bir yaşam kursan dikensiz, herşey değişse yaşamında, gözlerin değişse, bakışın değişse, hayallerin değişse bile, bir gün hiç ummadığın bir anda, beklemediğin zamanda...derin sulardan yüzerek çıkan balıklar gibi ya da sudaki hava kabarcıklarıyla yüzeye vurup birer birer patlaması "booom!" diye çarpar suratına anıların, ten unutmamıştır sen unutsan bile geçmişin hikayelerini.

Bir kuzey ülkesinin soğuğunda damıtılarak bugüne gelen hayallerin bir daha canlanmış memleketin sıcak yazında hiç unutmamasıya kazılı derininden; ten unutmaz ki...

Birsen Şahin
01 Ağustos 2007

Etiketler:

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11