Topla Kırıklarını
Yaşlar süzülüyor gözlerinden/o yaşlar ki nehir çağlayanları gibi kanırta kanırta dökülüyor yollarına/dünyaya karışıyor her bir devinimde.
Çevresinde bir kalabalık; kime baksa elinde bir kılıç/yarsan içini, demokles utanır/ irin akar ucundan. Her biri tutturmuş bir düdük “biz sana dedik”/biraz da tekmelenir nazenin acımasızca, her düdükte bir kuyuya yuvarlanır/sonu gelmeyen, bitip tükenmeyen kuyular. Yara bere içinde kalır her yeri; ademle havva utanmaz çektirdiği acıdan, atalarını mezara gömer lanetleyerek elmayı.
Seyredersin için kavrula kavrula, susarsın, el veremezsin, bir gün sana da gelirse sıra, o zaman anlarsın yaşananı. Kurtulursun, hala gençlik varsa içinde. Ağır-aksak sürdürürsün çıktığın yolu, bir sonraki durakta inene kadar.
Dönüp baktığında geriye, topladıkların kalır avucunda. Gerisi yoktur; simsihay, boşluk, hiçlik. Geldiğin gibi gitmişsindir, ardında iz bırakmadan.
Git, topla kırıklarını, o kırıklar ki her biri birer incidir sana. Tak incileri gerdanına, imrenir aşk sana.
Etiketler: şiirsel düzyazı
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home