Resim Dmitry PopovGenç bir kadın topluyor kırıklarını yerden bir bir/gençliğinden geliyor toplama gücü, her ne kadar ellerine cam kırıkları batsa da, kan revan içinde kalsa da parmakları, her batan yerde atsa da yüreği, yansa da canı orada, hala gücü var toplamaya. Budur işte genç olmanın farkı/o bilmese de. Her şeye rağmen/ne kadar yorgun olsa da, bitse de direnci, yine de başarır dökülen içini toplamayı gençlik varsa serde.
(İçindedir gençlik, dışında değil. )
Yaşlar süzülüyor gözlerinden/o yaşlar ki nehir çağlayanları gibi kanırta kanırta dökülüyor yollarına/dünyaya karışıyor her bir devinimde.
Çevresinde bir kalabalık; kime baksa elinde bir kılıç/yarsan içini, demokles utanır/ irin akar ucundan. Her biri tutturmuş bir düdük “biz sana dedik”/biraz da tekmelenir nazenin acımasızca, her düdükte bir kuyuya yuvarlanır/sonu gelmeyen, bitip tükenmeyen kuyular. Yara bere içinde kalır her yeri; ademle havva utanmaz çektirdiği acıdan, atalarını mezara gömer lanetleyerek elmayı.
Seyredersin için kavrula kavrula, susarsın, el veremezsin, bir gün sana da gelirse sıra, o zaman anlarsın yaşananı. Kurtulursun, hala gençlik varsa içinde. Ağır-aksak sürdürürsün çıktığın yolu, bir sonraki durakta inene kadar.
Dönüp baktığında geriye, topladıkların kalır avucunda. Gerisi yoktur; simsihay, boşluk, hiçlik. Geldiğin gibi gitmişsindir, ardında iz bırakmadan.
Git, topla kırıklarını, o kırıklar ki her biri birer incidir sana. Tak incileri gerdanına, imrenir aşk sana.
Birsen Şahin
17 Mart 2007
Etiketler: şiirsel düzyazı