Bir solukta kesildi kadın!..Bir andı sadece, tek başına, kimsesiz, boynu bükükÖylesine bir "an" işte.Daha dün gibi başlangıçlar; sanki ezel hiç olmamışcasına, sanki sadece o "an" varolmuşcasına, herşeyi siliğ süpürmüşcesine zaman; işte böyle bir başlangıçtı çarpıldığı "an".Oysa ne göz görmüştü, ne ten almıştı kokusun. Sanki uzaklardan bir ses gelip de dürtmüştü onu; "bak, orada biri var, bekleyen" gibi, sessizce ve sakin bir ses. Birden kıpırdanmıştı kadın. Göğüsleri daha bir dikleşmiş, bakışları şehlalaşmış, sesine bir cilve oturmuştu adeta. Bütün uçları şaha durmuş, kıpır kıpır oynaşıyordu, sadece kendisinin bildiği.Oysa, sadece kara bir gölgeydi adam, taaa ötelerde, içine kapalı, uzaktan, ürkek ürkek bakan.Nereden bilecekti kadın, kulu kölesi olacağını bir kara gölgenin; ve, o cılız gçlgenin içinde bir coşkun selin?..İlk dokunuş, ilk titreyiş; sadece "o!" deyişi...Zaman kendi üzerine kapandı, bulutlar ufka daldı ve perde indi!Boyun büktü herkes kaderine. Ne o titreyiş kaldı, ne kara gölge. Bir kan aktı kadının kolundaki kesikten, toprağa karıştı can...Etiketler: şiirsel düzyazı