Sosyal Devlette Kadın
Kadınlardan çok erkekler konuştular yine, haklarımızın ne olması gerektiği, yerimizin nerede olması gerektiği hususunda. Merak ediyorum, konuşan kaç erkek o akşam evine gittiğinde, karısının ayaklarını uzatıp, evde tembellik etmesini, yemeğinin ayağına getirilmesini, bulaşıklara eşinin el sürmemesini, çocukların yatırılmasını ve akşam yemeğinden sonra çay ve kahvenin eşinin keyfince yapılmasını sağladı? Haydi soralım bu soruyu da öğrenelim bakalım, kaç erkek, kaç sivil toplum örgütü başkanı, kaç siyasi parti başkanı böyle bir özveride bulundu?
Kadınlar! Açın artık gözünüzü! Hep sizin adınıza başkaları karar veriyor. Okumuş da olsanız, okumamış da; avukat da olsanız, doktor da, öğretmen de, işçi de, ev hanımı da!
Gördünüz mü “Kadınlar Günü” kutlamasının nasıl da bir aldatmaca olduğunu?
Siz hiç “hafif meşrep erkek” duydunuz mu? Yoksa, kıkırdayark “zampara”, “çapkın” lafları ile okşanan karşı cinsinizi mi tanırsınız? Peki hanımlar, sorun bakalım bir soru kendinize “hafif meşrep kadın” kimdir? Çapkın ve zampara olan mı? Bu bir ölçü değil tabii ki, ben erkeğin de , kadının da “zampara, çapkın” olanından hoşlanmam. Ama sorun bakalım kendinize, kaçınız cinsel kimliğini kabul eden bir kadına gönlünüzde yer açarsınız? Kaçınız kadının bu doğal içgüdülerini son derece insani kabul edersiniz? Dürüstçe bunun cevabını verebilir misiniz?
Dedim ya, tek ölçü bu değil! Hatta ölçü bu değil. Ölçü, sosyal devlette toplumun yarısını oluşturan kadına ayrılan yerdir. Sosyal devletin kadını “birey” olarak gördüğü noktadır. O devlet erkanında kaç kadının sizin adınıza, sizlerin fikirlerinizi alarak, haklarınızı koruyarak varlığınızı sürdürebilir duruma gelmenizi sağladığıdır.
Sosyal devlet, şiddet görme ihtimali bulunan kadınları barındıracak kurumları oluşturan, kadını bilek gücünden koruyan, falan tarihten sonra evlenenlerde geçerli olmak üzere değil, evli bütün çiftlerde, kadının çalışmama ihtimali de göz önünde bulundurularak, evlilik süresinde edinilmiş malların, bir ayrılık durumunda yarısını eşin hakkı olarak gören ve uygulayan yönetim biçimidir.
Sosyal devlet, bir kadının karakola başvurduğu ve dilekçe verdiği durumda, o kadına sahip çıkan devlettir. Sosyal devlet, siyasasını oluştururken kadın kontenjanını belirleyen devlettir. Sosyal devlet, seçimlerde parası olanın düdüğünü öttürdüğü, parti başkanlarının kimin kaçıncı sıradan aday olacağını belirlemeyen devlet biçimidir.
Daha ne çok şıklar ekleyebilirim bunların altına. Ama, fazla söze hacet yok hanımlar. Titreyin ve kendinize gelin. Sizi, sizden daha iyi kimse düşünemez. Size, sizden fazla kimse sahip çıkamaz. Bakmayın bu senede bir gün atılan palavralara. Titreyin ve kendinize gelin. Hiçbir hak insanoğluna tepsi içinde sunulmamıştır; sunulduğunu zannedenler, kocaman bir aldatmacanın içerisindedirler. Haklar sunulmaz hanımlar, hakla alınır.
“İnsan Günü” kutlayacak günlere ulaşmamız dileklerimle.
Birsen Şahin
09/03/2006
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home