“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Pazar, Mart 05, 2006

Ada'da Neler Oluyor?




KKTC Demokrat Parti Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş çeşitli temaslarda bulunmak üzere adaya gelmeye başlayan Avrupa Parlamentosu ‘Yüksek Seviyede Temas Grubu’nun, ülkeye geliş amaçlarını belirtmek üzere gönderdikleri yazıda, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yapılacak temaslardan sonra, Ada’nın kuzeyinde zorla tutulan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarıyla görüşecekleri şeklindeki ifadelerinin kabul edilemez olduğunu bildirdirirken, Avrupalı Parlamenterlere de seslenerek, adanın kuzeyinde Kıbrıslı’ların değil Kıbrıslı Türklerin varolduğunu idrak etmelerini istedi.

Avrupa, kendi günahını kime ödetmeye çalışıyor? Yoksa bu, baştan beri planlanan bir oyun muydu?

Referandum sonrası Güney Kıbrıs’ın AB’ye dahil edilmesiyle, görünen o ki, Rumlar kendilerini güvenceye almış hissetmekteler. Güneyi sorgulaması gereken AB, bunu yapmak şöyle dursun, kendi gafını ört bas edebilmek için, şimdi de Kuzey’de zorla tutulanların hesabını yapmakta. Böyle bir şey olmadığı halde, varmış gibi gösterip, dünyada bu konuya yeni bir bakış açısı kazandırmaya(?) çalışmakta. Ki, böylece, zaten meşru kabul edilmeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, neden meşru olmadığını ortaya çıkartma derdinde. Oysa, dünyaya ziyaretini lanse ediş biçimi, Kıbrıslı Türkler ile İlişkilerin geliştirilmesi çabası. Bu nasıl bir ikiyüzlü demokrasi anlayışıdır? Bu nasıl bir iki kesimi birbirine yakınlaştırma arzusudur?

Serdar Denktaş, Pazartesi günü saat 11:00’de parti binası önünde toplanarak, hem dünyaya hem de Rum tarafına, Papadopulos’un isteklerine boyun eğmeyecekleri mesajını vereceklerini açıkladı.Avrupalı Parlamenterlere de seslenerek, adanın kuzeyinde Kıbrıslı’ların değil Kıbrıslı Türklerin varolduğunu idrak etmeliler, dedi.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Halkı, Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı, yaşadığı toprakları vatan bilen, ülkesinde ekmek kavgası veren ve geleceğini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurmak isteyen kişilerdir. Kıbrıs Türkünün sahip olduğu bu özellikler kabul edilmedikçe, adada ne çözüm, ne istikrar, ne de gelecek olamaz.Serdar Denktaş, Avrupalı Parlementerlere, adanın kuzeyinde siyasi eşitliğe dayalı, iki kesimliliğin sulandırılmadığı, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün devam ettiği bir çözüm için geçmişten bu yana mücadele verildiğini göstermek kararlılığında olduklarını belirterek, ‘ zannediyorlarsa ki Referandumda evet dedik diye kendi kimliğimize ve toprağımıza, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmayacağız, yanıldıklarını bir kez daha görecekler’ dedi.Kıbrıs Türkü’nün Referandumda evet demesinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak için değil, Kıbrıs Türkü’nün siyasi eşitliğinin bir göstergesi olduğunu vurgulayan Denktaş, bunu, tüm dünyaya gösterme çabalarının devam edeceğini belirtti.Denktaş, referandum sürecine dikkat çektiği konuşmasında, bu dönemde siyasilerin söylediklerinden çok, halkın tavrının önemli olduğunu dile getirerek, Kıbrıs Türkünün kimliğinden ve haklarından vazgeçmeyeceğini dünyaya duyurmak için halktan yardım istedi.


SOYER: “AVRUPA’DAN GELECEK PARLAMENTO HEYETİ İLE GÖRÜŞMEME LÜKSÜMÜZ YOK”

Başbakan Ferdi Sabit Soyer “ Doğru olan bugüne kadar sürdürülen uzlaşmaz politika ile Kıbrıs Türk Halkını bugünlere getirmeme siyasetini sürdürenlerin önce aynaya bakıp kendi yanlışlıklarını görüp bu halktan özür dilemesidir” dedi.

Umarız Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde olanlar Anavatanın da gözünde kaçmamaktadır. Zira, yeni bir oyunun kokusu gelmekte yavruvatandan. Çünkü çözüm isteyenler, doğrudan çözüm üretirler, çözümün kendisinden uzaklaşan sorgulamalar peşine düşmezler. Bugüne kadar kimse yavruvatanda zorla tutulan olup olmadığını araştırmadı, kimseden de böyle bir feryat yükselmedi. Ne zaman ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ambargoların kalkması hususu dillendirilmeye başlandı, o günden beri yeni yeni oyunlar sahneye çıkmakta.

Tabii ki gelen heyet ile görüşülmeli, ancak heyetin görüşmesinin ana hedefi nedir? Ambargoların kaldırılması ve iki tarafın birbirine yaklaştırılması hususu mu? Yoksa, Kuzey Kıbrıslı Türklerin ikiye bölünmesi mi? Bu da iyi değerlendirilmeli ve atılacak adımlar da buna göre atılmalı.

Birsen Şahin
04/03/2006

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11