“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Perşembe, Şubat 04, 2010

Gata'da Bir Çarşaflı

Yukarıdaki fotoğrafın üzerine tıklayın ve GATA'da bir Somali'li çarşaflı kadını (16ncı resmi tıkla) hastasını ziyaret esnasında görün. O Somalili; demek bizde sadece kendi vatndaşlarımıza yasak var. Hele bir de kocası Başbakan veya Dışişleri Bakanıysa(aynı hakaretler Sayın Cumhurbaşkanımıza da yapılmıştı Dışişleri bakanlığı döneminde).

Artık kafanızı kuma gömmeyin. Ben bir beyaz Türküm ve dekolteyim. Ancak yapılanları savunamam, çünkü ben hümanistim.

Aynı şekilde kürt vatandaşlarımıza, alevi vatandaşlarımıza, başka bir ülke asıllı herhangi bir Tük yurttaşına yapılan haksızlıkları da midem kaldırmıyor. Kimse aidiyetinden, görüşünden, inançlarından ötürü bu ülkenin ötekisi olamaz. Hepimiz asli unsuruz, kurucu unsuruz. Aksini söylemek kimsenin haddine değil. Bu ülkeyi bizim dedelerimiz kurdu, hep birlikte kurudu. Ayıp yahu!

Kendini aydın zanneden, kılık kıyafette batılı, zihnen doğulu ve faşist, baskıcı, ırkçı kafalardan bıktım, usandım.

Ben kızımın nasıl yaşamak istiyorsa, hayatını öyle idame ettirmesini istiyorum. Çocuklarımın arkadaşlarını karakterine göre seçmesini istiyorum, kılık kıyafetine göre değil. Ve, hepsi bizim çocuklarımız.

Yazın denize giren, güneşlenen, şarabını içen, kitabını okuyan, arada namaz kılan bir emekli olarak olanlara isyan ediyorum. Çok yazık ki, bağıranların da sadece sosyal faşistler olduğunu gözlemliyorum. Kendini sol zanneden biçareler. Oysa Türkiyede hiçbir zaman sol olmadı ki! Solcu olmak bir modaydı sadece ve o bile dünyadan modası geçmiş bir modaydı. İkinci dünya savaşı dönemi Almanya modasıydı. Türkiye hiçbir zaman 1960ların dünyadaki solunu yakalayamadı.

Şimdi yakalayabilmiş bazı solcuları da sözüm ona "yalaka" diye yaftalıyorlar. Yaftalayanlar kimler? Hür teşebbüsten hoşlanmayanlar. Ne sağlar hür teşebbüs? Türkiye'nin dünyaya entegre olmasını, daha çok uluslararası şirketin yatırım yapmasını, daha çok insanın daha iyi koşullarda çalışmasını, daha iyi eğitim almasını vs vs vs, saymakla bitmez.

"Sözde" 1923 zindeliği ne sağlar? Devletin ticaret yapmasını, torpili olanın devlet kapısında iş bulmasını, bulamayanın aç kalmasını, eski usul tarla sürmeyi, ihracat yapamamayı, dolayısıyla birçok özel sektör fabrikasının kapanmasını, yetersiz altyapıyı, yetersiz sanayileşmeyi, sanayinin arpalıklaşmasını...

İşte sizin zindeliğiniz bu, dünyaya at gözlüğüyle bakanlar.

Biz artık dünyaya entegre olmuş, dünyanın heryerine mal satabilen, yurt dışından yabancı yatırımcı çeken, devletin ticaretten elini çektiği, kimsenin torpille bir yerlere gelmek zorunda kalmadığı, devlet işçisinin 1000 tl veya daha fazla maaşla çalışıp, özel sektör işçisinin 500 tlya zor işbulduğu bir memleket istemiyoruz. Daha çok işyeri, daha çok iş, daha iyi eğitim, daha iyi sağlık, daha çok gezmek, daha iyi yaşamak istiyoruz. Ve bunun için de mecburen özel sektörü destekliyoruz. Unutmayın ki, iyi yerleşmiş özel teşebbüs ayakta kalabilmek, varlığını sürdürebilmek adına, malını satabilmek uğruna eşşek gibi herkesin alım gücünü yükseltmek zorunda. Yoksa yaptığı malı alacak kimse bulamaz.

Nereden nereye geldim? Aslında hepsi birbirine bağlı, biri diğerinden ayrı değil. Çünkü benim tek isteğim ceberrut bir sistemi devirip, insan haklarına uygun, gelişmiş, bireyin haklarını devlete karşı koruyabilen bir ülkede yaşamak ve çocuklarımın, torunumun da böyle bir ülkede hayatlarını sürdürebilmesi.

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11