“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Pazar, Mayıs 13, 2007

Darbe Yok, Şaşşakçıları Var!

Olayları alt alta toplamaya çalışıyorum.

Bundan aylar önce Amerika’dan bir Türk sesi, Türkiye’de darbe olabileceği ihtimalini dile getiriyor ve bu ihtimalin de yüzde elli dolaylarında oluğunu belirtiyordu. Okuduğum ilk anda yüreğim şöyle bir “hop” etti. Kulaklarımı ve gözlerimi dört açtım o günden beri. Ama, zaman içerisinde bir çok kimse gibi bu bana da balon haber gibi görünmeye başlamıştı. Öyle ya, ekonomik şok gibi herhangi bir beklenti içinde değildim. Ama, darbe yaşamış gençlik kuşağından gelmiş olduğum için, yüreğimin bir yarısı beni hep dürtüyor ve hatta zaman zaman içimde bir şeyler buruluyordu. Yine de demokrasiye güvenmem gerekiyordu; öyle ya, ben bu ülkenin vatandaşıydım. Üstelik, elimde başka bir ülkeye yerleşme imkanı varken de, terk edip gitmeyi düşünmemiştim. Hatta emekli edildiğimde sürüneceğimi bile bile, vatanımda kalmayı gönülden istemiştim.

Son altı aydır, sanal alemde erişebildiğim bütün gazeteleri okumaya başladım, satır aralarında hep bir şeyler var mı diye baktım. Birkaç şey hep kafama takıldı. Bu yılın Nisan ve Mayıs aylarında hep karışıklık bekler hale geldim. Önceleri bir paranoya benimkisi deyip, geçiştirmeye çalıştım; ancak, Hrant Dink’in öldürülmesi olayını hala kendi kafamda tatmin edici bir noktaya getirememiştim. İnsan yirmi yıldan fazla bir dış ticaretçi olarak çalışırsa, meseleye Türkiye’nin içinden bakmaz, dünyadan bakar. Ben de mesleki bir alışkanlıkla böyle bir gözlükle baktığımdan, görünenden fazla şeylerden şüpheleniyordum.

Sıra geldi bir gece muhtırasına. Bizim Askeri Okullarımıza Türkiye’nin birçok okulunda verilmeyen muhteşem bir eğitim verilir. E-Muhtıra ise bir amatör dil taşıyor. Yani, aldıkları eğitim ile örtüşmeyen bir dil yapısı var. Ardından yaşananlar hepimizin malumu.

Sonraki aşamaları alt alta yazıyorum

-Anayasa Mahkemesi süreci
-“Çatışma çıkar haaa” öcüsü
-Meydanların konuşmacıları
-Büyük patronların ardına saklanmış kallavi(Osmanlıda bir kavuk çeşidi) gazetecilerimizin
korkuları
-Başbakan ve Genel Kurmay Başkanı’nın baş başa görüşmesi ve bir açıklama çıkmayışı
-Seçim süreci hazırlıkları; bazı partilerin birleşme paniği
-YÖK Başkanı’na yapıldığı söylenen saldırı(?)
-En son da Anayasa Mahkemesi Başkanının açıklaması(Bu bir rejim değişikliği değildir)

Darne marbe yok, şakşakçıları var!

Benim Genel Kurmay’ım bu vatanın evlatlarından oluşmuyor mu? Darbe ihtimalinin bu vatanın önünün kesilmesi demek olduğunu bilmiyor mu? Böyle bir girişimin memleketin önünü keseceğinin farkında değil mi? Bu ihtimalin ülkemi üçüncü sınıf dünya ülkeleri kapsamına alacağını bilmiyor mu? Bugün birçok insandan daha iyi okullardan geldiklerine göre, onların da Türkiye’ye zarar vereceği ihtimali tamamen ortadan kalkmış oluyor(Emeklileri hariç olabilir).

Ancak, anlıyorum ki, hiçbir asker “Cumhurbaşkanlığını türbanlılara hediye ettiniz!” lafının altında kalmak istemiyor(Böyle bir karalama kampanyası askerimizi düşürür. Herkes aklını başına alsın). Yoksa ortada bir tehlike falan olmadığını onlar da görüyordur. Yanıldığımı hiç sanmıyorum.

Birsen Şahin
13 Mayıs 2007

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11