Hiç bu kadar açmadım ben yüreğimi sana. Ama bugün dökeceğim bütün taşları eteğimden!
Kah beni sindirmeye çalışmalarında isyanlarımı göğüsledin, kah eline bir sopa alıp sırtımda kırdın. Hepsinin sonucu bir nefrete dönüşmeliydi sonunda, değil mi? Hayır! Hayır anneciğim, dönüşmedi. Hani beni büyütürken o dimdik duruşun var ya, hani kocan sana dayak atarken o gözlerinin isyanı var ya, hani çocuklarını kendi doğrularına göre yetiştirme inadın var ya, hani o kız evlat, erkek evlat ayırmadan, ısrarla her ikisinin de okuması için yırtınmaların var ya anne, işte ben onu gördüm senden, bana dayak atarken bile o müdanasızlık vardı senin gözlerinde.
Artık seni affettim annem. İnan affettim. Benim kuşağımın büyük bir kesimi ebeveyn dayağı yiyerek büyüdü. Biliyorum, bunları sana okuduğumda, “haksızlık etmişsin bana, o kadar da dövmedim ben seni” diyeceksin gözlerin dolu dolu, geçmişe pişmanlıklar yamayarak. Ben seni her halükarda affettim anne. Değil mi ki cinselliğini bile otuzlu yaşlardan sonra yaşayabildiğini itiraf ettin, değil mi ki çocuğuna söz dinletmenin döverek olduğu bilinciyle yetiştirildiğini ve bunun büyük bir yanlış olduğunu itiraf ettin, değil mi ki eğitimim için ve mesleğim için ailenden ve çevrenden gelen her türlü baskıyı göğüsledin, değil mi ki alkolik bir kocaya rağmen benim gibi bir evlat yetiştirmek için canını dişine taktın, barıştım seninle annem.
Ne çok şey öğretmişsin ki bana; doğurmadığım çocuklar büyüttüm, okula gönderdim, yüksek okula gönderdim ve meslek sahibi olmalarını sağladım; boşanmış erkek kardeşimin iki çocuğunu üzerime geçirip, evlat sahibi olamamanın ezikliğini bir kenara koyup, mevcut iki evlada hayat sundum; sen çok iyi bir annelik etmişsin bana çünkü bu gücü hep senden aldım annem.
Sayende ve ısrarınla yaşadığım hayatta öğrendim ki, anneler günü kutlanmalı, nasıl olsa sadece parası olanlar pahalı hediyeler alabildiğine göre ve bu da küçük bir kesim olduğuna göre, ben bütçem yettiğince sana hediye alacağım anneciğim; büyük hediyeler almayacağım. Ama, biliyorum ki, o küçücük hediyeler, bir yerlerde çalışan annelerin evine ekmek götürmesini sağlıyor. İşte böyle düşünen evlat senin eserin annem! Ve, ben seninle gururlanıyorum.
Biliyorum, kızım da bana bir hediye alacak her yıl yaptığı gibi. Bu uçuk bir şey olmayacak. Benim zaten ihtiyacım olan ve ötelemiş olduğum bir şey olacak. Benim kızımın bana aldığı hediyeyi üreten fabrikadaki işçi de yavrularına ekmek götürecek bu sayede. Ona katkıda bulunmuş olacağız.
Ne çok şey öğretmişsin bana!Ben seni çok seviyorum anneciğim.
Kızın
Birsen Şahin
13 Mayıs 2007
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home