Deniz kıyısında ayaklarım, bir gelip, bir giden sulara değdikçe, yeni baştan kurulan oyunlar da vurur yüzüme. Hangi birinden kaçayım?
Kumsaldaki suyun tatlı hışırtısı kulağıma bir keman konçertosu ve ayaklarıma serinlik/olur da bir denizanası vurursa kıyıya, biliyorum ki ölmüştür yaşam! Temizle ayaklarımı enginlik, bütün kirlerimden arınayım...
Kaçamadığım gerçeğim hep bir şamar yüzümde/kaç zamandır aynı oyun kurulmakta düzende? Başlangıçta yeni bir güneşti penceremde, mavi mavi enginlere, sonra tek kişilik oyunun padişahı çıktı perdeye/yıktı viran eyledi perdeyi ve tozu dumana kattı alemde! Ne geçmiş bıraktı, ne gelecek ninemde...
Olmadı! Sil baştan!.. Bu kez de hep beraber oynayalım sahnede/kim yedi zokayı?..
Baktı elden gitmekte başrol, sahne yenilendi/ oyuncular selam durdu şefe...Kimi darağacında çağları deldi, kimi oturdu tahtına... Yine yol göründü ceddime!
Bir daha dener gibi olduk insanlığı, yine kuruldu sahne/desene hep aynı hengame...
Kaç can yok oldu bir özgürlük uğruna?..Hesabı tutan var mı?
İşte yine aynı oyun, yine sahnede...Ayaklar baş olacak korkusu sarmış ya antenleri, bilmeden başlarına geleceği dökülmüşler yola...Daha kaç sabah aynı perde kalkıp inecek gözlerimin önünde?
Birsen Şahin
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home