Ne zaman aynaya baksam, hep seni buluyorum karşımda. Derin derin gözlerimin içine bakarken yakalıyorum o bir çift üzümü, içimin derinlerine süzülen bir burgaç sanki deliyor beni taaa dibime kadar. Sonra dibimi arıyorum, sanki aynadaymışcasına ve her seferinde aldanıyorum yine o bir çift katran karası göze. Gözlerinde soluyuorum her nefesi ve çekiyorum ciğerimin en ücra köşesine sanki sen varmışcasına her zerrede.
Kendime gelince bir zaman sonra utanıyorum aynadan ve aynaya kondurduğum her dudaktan, bir daha yüzüme bakamamacasına, uzun mu uzun bir süre! Kime anlatayım ben şimdi kendimde yarattığım seni?
Hangi dağa, hangi taşa kazısam adını? Sen dolsan saçımın telinden ayağımdaki tırnağa ve ben bir daha hiç utanmasam ayna karşısında kendimden bir daha asla!.. Ve, sana olan tutkum can çekişmese zamanda ve hep öylece asılı kalakalsa duvarda, tozlu bir Bursa evinin lekeli duvarlarında ve ben bir daha hiç ama hiç utanmasam aynaya bakmaya.
Gece çöktüğünde sonra, bir kez daha tapınsam kendi mabedime ve sen ikon olsan odamda ve ben bir daha asla çıkmasam sokağa!..
Etiketler: şiirsel düzyazı
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home