“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Pazar, Nisan 04, 2010

Boynuna Sarılıp Öpmezsem, Şerefsizim!



Sayın Özbek konuştu!

"Bu noktadan itibaren ümitsiz değilim. Öncelikle TBMM'deki aklıselim milletvekillerimize güveniyorum. Eğer bu beklediğimiz sonuç gerçekleşmeyecekse güveneceğimiz bir yer kalıyor, halkımız... Ben halkımızın arif olduğunu, sezebileceğini, erdemli olduğunu, bilebileceğini, aklıselim sahibi olduğunu, sorgulayabileceğini düşünüyorum. Çünkü halkımız ordusunu sevdiği kadar yargısını da sevmektedir. Ordusuyla gurur duyan, yargısına güvenir. Çocuklarını asker olarak doğurur, hâkimlerini peygamber postuna oturtur. Son sözün halk tarafından söyleneceğine inanıyorum.''



Peki, ben ne anladım?


HSYK Partisi önümüzdeki ilk seçimlerde hükümet adayı olmuş!:)



"Bu halk bugüne kadar okumadı, ona para vermedik ki, okuyabilsin; biz halkı hala böyle görüyoruz. Onlar bilmez, biz biliriz ve bizim herşeyi bildiğimizi de bilirler. Akılları ermediği için her zaman bizim dediğimiz yönde duruş sergilemiştir bu halk. Aksi takdirde, nasıl olsa bir şekilde önümüze geleceğini bilir. Bu korkuyla biz bu koyun sürüsünü bugüne dek güttük. Eh, bundan sonra da bizim dediğimize uymamaları için hiçbir sebep yok. Bu halk ordusuna güvenir, öleceklerini bildikleri çocuklar doğurur, bol bol doğurur ki, birkaçı da kendine kalsın. Bizim çocuklarımız yerine onların çocukları gider cepheye, onlar ölür, bizimkiler ateşe olur, elçi olur, hakim olur; yani, anlayacağınız devleti yönetir. Eh, biz zaten az çocuk yaptığımıza göre, bir de bizimkiler mi gidecekti yani cepheye, tabii halkınki gidecek, sonra devleti kim yönetirdi maazallah! İşte böyle 87 yıldır güttüğümüz bu halk bizim ne bulunmaz hint kumaşı olduğumuzu bildiğinden, mutlaka bizim istediğimizi yapacak veeee

-Memurlara verilen ZAM oranının emeklilere de verilmesini vaadedenlere kulaklarını tıkayacaktır

-Anayasa Mahkemesine seçilenlerin Padişah seçilmiş gibi, emekli oluncaya veya ölünceye kadar
yasaları iptal etmelerini teba olarak kabul edecektir

-Silah zoruyla hükümet devirenleri veya teşebbüs edenleri hiçbir şekilde cezalandırmayacak ve hatta
ve hatta bunu aklının ucundan dahi geçirmeyecektir çünkü biz bile hükümet devirenlerden
brifing almaya gider, başka emirleri olup olmadığını sorarız

-HSYKmızın yapısına dokunmayı bu halk zinhar onaylamayacaktır. Çünkü memleketin bir avuç eliti
dururken, çocuğunu okutmuş vatandaş da çocuğunun buraya seçtirmek isterse kaos olur valla, eh,
herkesi de aramıza alamayız ya canım, zaten hepi topu 5 kişiyiz.

-Sonra, ne olmuş yani, koca koca generaller bazılarını yaş'ta ekarte ediyorsa, bir de hak arama yolu
mu açılırmış bunlara canım? Koca koca generallerin aklı mı yok? Bilmeyecekler mi kimin yaş ile emekli
edilmesi gerektiğini, veya şartlar öyle gerektirdiği için ekarte edildiklerini? Bir de hesap mı verecek
bu kadar saygın insanlar? Sonra efendim, köydeki çiftçi çocuğunu okuttu, çocuk yükseldi ama babası
ve anası bakalım bizim şartlarımıza uygun mu? Değil mi ama? Vatandaş demek, kafasını heryere sokan
demek değil ki!

-Bir de utanmadan, askere sivil yargı yolu açılıyor! Bu kadarına da pes denir! Biz bile gidip kendilerinden
brifing alıyorsak yüksek yargı olarak; vatandaş kim ki, kendini askerle eşit görecek? Askerin, askeri suçlar
dışında bir suçu olursa, asker kendi içinde halleder bunu. Ne gerek var, askeri ele güne rezil etmeye?
Kol kırılsın, yen içinde kalsın!

-Siviller mutlaka sivil mahkemede yargılanacakmış! Bakalım hakim nasıl karar verecek? Hiç güvenilir mi
sade vatandaşın evladı bir hakime? Vatandaş daa askeri mahkemede yargılansın! Vatandaş benim eşit mi
ki, benim haklarımı talep edecek?

-Siyasi partilerin mali gelir ve giderleri Sayıştay tarafından denetlenecekmiş! Ya sayıştayda bizim
güvenemeyeceğimiz birileri yer tutmuşsa? Vatandaşın aklı erer mi parti hesabı kitabına? Sayıştaya kalırsa
bu iş, kapatılmadık parti kalmaz bu gidişle! Eh, bizi kim temsil edecek o zaman? Biz de mi parti kuralım yani?

-Bu ülkede her kurum ancak kendisi izin verirse, memuru yargılanabilir. Bu böyle gelmiş böyle gider.
Ama, siyasette memuriyet yoktur ki! Onları niye kurum olarak kabul edelim. Zaten onları bu cahil halk
iktidara getiriryor. Bir başsavcının iki dudağı arasında yaşam çabaları onlara çok bile! Ne diye bir de
kendi aralarında eşit temsil ile ve 2/3 çoğunlukla karar alacaklarmış ki? Biz ne güne duruyoruz?

-Bir de askeri yargıçlara hakimlik teminatı verilecekmiş. E, o zaman komutanlarını da dinlemez bunlar!
Maazallah, bir de kalkar bizi de geçen kararlar verirlerse, bir de bunlara karşı mı muhalefet yapmak
zorunda kalalım?

-Biraz daha bağırayım da, HSYKda Adalet Bakanının aslında yetkisizleştirildiğini anlamasınlar yeni taslakta.
Dairelerde yer almayan bakan, sadece genel kurulda başkan olacak, orada da pek bir fonksiyonu yok.
Ama, ya bu salak vatandaş bir de çocuğunu, torunu torbasını okuttuysa ve bunun farkına varırsa,
ayvayı yeriz. En iyisi avazım çıktığı kadar bağırayım. Bak, bağırdıkça ödül de veriyorlar. Hatta Almanya Nürnberg Barosunda Carl Schmitt'ten çelenk bile gelmiş bana....


:)))))

Haydi yanılt beni sayın Özbek. Yanlış anladığımı ispatla, ben de şapka çıkartayım! Hodri meydan, ben hazırım. Yanıldıysam, boynuna sarılıp öpmezsem şerefsizim!

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11