“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Salı, Ocak 22, 2008

Yasaklar ve Özgürlükler Komedyası

Nerede var yasaklar? İran'da, bazı Avrupa ülkelerinde(hani bizim AB'ye üye olmamızı engelleyen), Çin'de...vs, vs, vs...

Bu benzetme insana neyi ifade eder? Geri kalmışlık, ırkçılık, başkasına yaşam hakkı tanımama...

Ne kolay anlaşılıyor, değil mi?

Bizim gibi ülkeler You Tube'e karşı savaş açıp sansürler, mahkeme kararıyla ülkedeki bütün internet kullanıcılarına bize zararlı olduklarına inandıkları siteleri, söylemleri yasaklar. Öyle ya, bizler hepimiz salağız, kafamız hiiiiç çalışmaz, bizim yerimize onlar düşünür, ne gereği var bizim düşünmek gibi bir yorgunluğu göze almamıza? Biz sonra bilemeyiz ya, bizim için incitcici videoları protesto etmeyi, eh, Devletim kökünden yasaklasın en iyisi : ). Unutur Devletim, kendi vatandaşlarının da artık bir/birkaç yabancı dil bildiğini ve protesto etmekten aciz olmadığını. Kaldı ki, bu seviyede birkaç dil bilen zaten kendi olanaklarıyla öğrenmiştir bu dilleri, haşaaa okullarında veremez böyle bir eğitim ki, herhes öğrenip de, dünyaya kafa tutmasın ve ne olur ne olmaz, ele güne rezil olmasın memleket : )

Neyse; bizim gibi ülkelerde, bütün memurlara Devlet memuru olduğu müddetçe, başka bir kurumda çalışmak ve/veya özel işletme açmak yasak iken, bu konuda hekimler muaf tutulur. Yani, doktorlar hem Devlet hastanelerinde çalışır, hem de muayenehane açar.

Eeee, sonra ne mi olur efendim? Haydi buyurun beraber okuyalım:

"2007 Yılı Eylül başından beri belfıtığı rahatsızlığım var. Burhaniye Devlet Hastanesi Balıkesir’e MR’a sevk etti eylül ayında. Fakat beni Balıkesir’e götürecek kimsem olmadığından gidebilmem mümkün olmadı. Bursa’daki evime geldim ki, burada hiç olmazsa komşularım beni gerekli yere götürebilsin diye.

SSK Çekirge Devlet hastanesi Beyin cerrahlarından Muzaffer bey, elimdeki sevke rağmen, sade röntgenimi aldırdı. Muayenehaneye gitmediğim için gerekli ihtimamı görmedim. Zaten kapıda bekleyen hastalar da beni uyarmıştı. Neyim olduğu konusunda, benim ısrarım karşısında, yarım ağızla belfıtığım olduğunu ifade etti. Ki, ben bunu Burhaniye’de zaten öğrenmiştim, öğrenilmesi gereken ne vehamette olduğuydu. Akabinde, belki fizik bölümü ilgilenir diye, aynı hastanede Fizik hekimi Tuncay beye gittim. Kendisi yıllardır zaten bir iki ilaç verip, ne olduğu ile hiç alakadar olmadığı için, ne MR’ım çekildi, ne de fizik tedavi görebildim.

Aralık ayında eski Akdoğan Oteli olan şimdiki Çekirge Fizik(Devlet) hastanesine gittim. Sağolsun Üzeyir Ender bey MR’ımı çektirince, üç ay gecikme ile belimde iki yerde fıtık olduğunu öğrendim.

Şu anda dört ay bitti ve ben hala ızdırap çekiyorum, fakat ne hikmetse hala bir müddet de olsa, ilaçların yanında iyileşmemi hızlandırabilecek bir fizik tedavi göremedim. Sonunda hastaların ikazı ile ancak muayenehanesine gitmem gerektiğine yönlendirildim.

Fakat, 20 yıl bu memlekete hizmet etmiş bir emekli olarak bunu hazmedemediğimden, sanırım bize açılan kapı olan anlaşmalı özel hastanelerde çözüm arayacağım.

Lütfen bu Devlet hastanelerindeki beyin cerrahlarını ve fizik hekimlerini takibe almanızı rica ediyorum. Yazık ki, bendeniz muyanahaneye gitmeden fizik tedavi görebilen sadece bir tek hasta ile tanışabildim.

Kalp sorunum oldu Aralık başında. Yine eski SSK’da kalp hekimi Havva hanıma gittim. Hekim, mesai saatindan 65 dakika sonra gelince, altı hastayı aynı anda içeriye aldı. Altımız birden sıradan tansiyon kontrolünden geçtik. Sonra yine eski yerlerimize geçirilip, altı kişi, sıradan, koyunlar gibi, hekim hanımın muayenesine tabi tutulduk. Bu arada belimde çift fıtık olduğundan ve hasta yatağına yatmak zaman aldığından, Havva hanımın omzumu zorla bastırmasını yaşadım. İkazım sert olmak zorunda kaldı ki, bu davranışından vazgeçsin. Bir de, niye yalnız geldiğimin, madem bel sorunum vardı, niye yanımda birini getirmediğimin hesabını vererek. Bu olayın da çözümünü Kalp Aritmi hastanesine giderek buldum.

Kalp Aritmi'deki doktorum, hemen anjiyo yapmayıp, bir de kalp sintigrafim alınsın ki, ona göre anjiyo gerekip, gerekmediğinin kararını versin diye, beni bir de Tıp Fakültesi'ne yönlendirdi elimde sintigrafi talep ettiğini belirten bir yazı ile. Tıp Fakültesi'nde kalp bölümünde daha bankoda durduruldum. Benim elimdeki yazı birşey ifade etmezmiş, benim orada muayene olmam gerekiyormuş ve oradaki doktor gerekli görürse beni sintigrafiye yönlendirirmiş. yani, belfıtığında başıma gelen tekrar gelecek. Tabii bir de şu var ki, benim ülkemde bir hekimin görüşü, diğer bir hekimin umurunda değil, hatta bir de benim ülkem o kadar zengin ki, aynı konuda mükerrer muayene edileceğim, ve adıma mükerrer ödeme yapılacak. Yoksa ben mi yanılıyorum? Hani muayenehane falan : ) belfıtığında olduğı gibi...


Birsen Şahin"

diye vatandaşın biri bir çok yere şikayet epostası yollar, ve bakalım Devletim neyler? Hep beraber bekleyelim ve görelim efendim.



Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11