“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Pazartesi, Ekim 16, 2006

Kitaro - Orochi








Kitaro (1953 -.......)


Asıl adı Masanori Takahashi olan Kitaro, Vangelis ve Yanni gibi bu müziğin en çok tanınan temsilcilerinin başındadır. Ancak, diğerlerinden farklı olarak, müziklerinde Batı formatlı ezgilerden ziyade, parçası olduğu Uzak Doğu kültürünün izleri görülür.
4 Şubat 1953’te Japonya’da dünyaya gelen Kitaro, müzikal ilgi ve becerisini kendi imkânlarıyla geliştirmiş, lise döneminde kurduğu “Albatross” adını taşıyan müzik grubuyla bu alandaki üretiminin ilk eserlerini ortaya koymuştur. Kitaro’nun hayatınını değiştiren iki önemli olay, dönemin ünlü müzisyenleri Fumio Miyashita’yla ve onunla dünya turuna çıktığında Almanya’da karşılaştığı Klaus Schulze’yle tanışması olmuştur; zira ruhsal tedavi ve meditasyon müzikleri yapan Fumio Miyashita sayesinde müziğe bakışı değişmiş, Klaus Schulze vasıtasıyla da ileride müziğinin ana enstrümanı olarak kullanacağı “synthesizer”la tanışmıştır.
Kitaro’nun dünyayı dolaşma macerası, Tayland, Çin, Hindistan ve diğer Asya ülkelerine yaptığı gezilerle devam eder. Felsefi anlamda olgunlaştığı bu dönemlerde, gezip gördüğü yerlerden aldığı etkileri müziğine yansıtmayı da iyi başarmıştır. Hayata bakışını kendi ağzından şöyle özetler, “İç huzuruma kavuşmamı sağlayan olay, doğduğum şehirden kilometrelerce uzakta ve de ona kesinlikle benzemeyen bir başka ülkede, mesela Kalküta’nın herhangi bir sokağındaki bir dilenciyle eşit olduğumu farketmemdir”.
Müzikal anlamdaki bilinen ilk çalışmaları 1980’lerin başından itibaren ortaya çıkmaya başlar. Bu dönemden sonra müziğinde de olgunluk dönemine geçer. Yaptığı müziğe kesin bir etiket koymak yanlısı değildir; genel olarak “müziğinin ruhsallığı çağrıştırdığını ve önemli olan şeyin dinleyiciyi düşünme ve hissetmeye sevketmesi” olduğunu söyler. Yanni’yle benzer yönleri, her ikisinin de müzikal yazma ve okuma eğitiminden yoksun olmasıdır; nota bilgisi olmadığı için kendi tarzını kendisi yaratmıştır, notalar yerine resimler çizer.
Enstrüman çalma becerisi ise Vangelis gibi çeşitlidir, birçok tuşlu, vurmalı ve üflemeli sazı çalabilme yeteneğine sahiptir. Felsefi inanışı ise Budizm ve Şinto geleneklerini temel alır.


Orochi

Japon mitolojik kültüründe sekiz başlı yılan-ejderha olarak tanımlanmakta olan Orochi, tanrı Susanoo'nun cennetten kovulmasından sonra öldürdüğü rivayet edilen ejderdir. Japon literatüründe Orochi'nin sekiz başlı olmasının yanında, sekiz dağ ve ova uzanan esnek bedeni olduğundan bahsedilir.

Susanoo yeryüzüne indiğinde, yaşlılardan bakire kızların Orochi'ye kurban edildiğini öğrenir. Bu olayın anlatılmasına kadar yedi genç, güzel ve bakire kız kurban edilmiştir ve sıra sekizincidedir. Sekizinci kurban Kushinada o denli güzel bir gençkızdır ki, Susanoo ona aşık olur. Susanoo halka, eğer kızla evlenmesine izin verirlerse, kızı kurtaracağını bildirir ve bu fikir halk tarafından kabul görür.

Susanoo Kushinada'yı bir tarağa çevirir ve saçlarına takar. Sekiz fıçı armut içkisini ortaya koyar ve ejder bunu keyifle içip, uykuya dalar. Susanoo hemen ejderin sekiz başını kesmek için Ame-no-Murakumo (sonradan Kusanagi olarak anılmıştır) adlı kılıcı bulur ve ejderin sekiz başını da keser. Zaman zaman literatürde Kusanagi-no-Tsurugi(çim biçen kılıç) olarak da adlandırılan kılıcı, barış yapmak amacıyla kızkardeşi güneş tanrıçası Amaterasu'ya verir. Amaterasu da bu kılıcı yeryüzündeki torunu Ninigi-no-Mikoto'ya verir ve kılıç o günden beri Yamato'nun Üç Kutsal Hazine'sinden birisi olarak değerlendirilir.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11