“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Pazar, Eylül 24, 2006

Deveye Sormuşlar Mı Gerçekten?



















Deveye sormuşlar “Neden boynun eğri?”. Acaba gerçekten de bize ata sözlerinde anlatıldığı gibi, biri bir devenin karşısına geçip, ciddi ciddi bu soruyu sormuş mudur? Oldu ki sordu diyelim; gerçekten de bir deve ile konuşan insan ne denli aklı başındadır ki, deveyi muhatap kabul edip de, böyle bir soru yöneltme gereği hissetmiştir? Ya da, kimbilir hangi akla hizmeten böyle bir soru sorma gereği hissetmiştir deveye bu zat-ı muhterem?

Diyelim ki, biri gerçekten de, buldu bir deve ve sordu bu soruyu; acaba deve dillenmiş midir? Soranın sorusunu gerçekten cevaplamış mıdır? Cevapladıysa, hangi halet-i ruhiye ile cevaplamıştır? Kaldı ki, devenin cevabını aldığını zanneden adam, hangi dilleri bilmekteydi ki, devenin cevabını anlamıştı? Devenin ne dediğini anlama imkânı olan bu adam veya kadın, devenin bir sahtekâr olup olmadığını nereden biliyordu ki? Ya deve yanlış yönlendirdiyse adamı?

Neden illâ da bir adam olduğunu düşünüyoruz ki? Ya soran bir kadınsa? Yoksa, soran beyinlerin sadece adamlardan oluştuğu zannıyla yaşayan bir topluluğun dayatması mı yaşadıklarımız? Kadın soramaz mı soru? Ya da, kadının erkekten daha farklı bir beden yapısı olduğundan, beyni farklı mı çalışır ki, böyle bir soru sorma gereği hissetmez? Yoksa çok mu absürd bir soru gelir bu, kadın denen varlığa? Yoksa, soru mantıklı da, alacağı cevabı anlayamayacağı için mi sormaz kadın böyle bir soruyu? Ya da, kim bilir, aldığı cevabın ne işe yarayacağı konusunda belirsizlik mi yaşayacaktır?

Sorulmuş işte, sözüm ona. İyi de, böyle bir sorunun sorulmuş olmasından, deve rahatsız olmadı mı? Ya da, niye cevabını verirken, kendisinde bir eksiklik olduğu hissine kapıldı?
Yoksa hiç kapılmadı da, ben mi öyle algılıyorum? Sadece görüntüsünü mü yansıtmak istedi deve, soruyu soran varlığa?

İyi de, böyle bir atasözü neden yerleşti literatürümüze? Bu soru ve bu cevap, neye hizmet ediyor?

Yoksa, birileri yaptıklarını kılıfına da uyduramadığından, akıllarınca uyanıklık edip, benim gibi sorgulayanları ayakta uyutmak için mi uydurdu böyle bir trişkadan atasözünü?

Acaba develer çok fazla, insan da az olduğundan mı sorgulamaya başladım ben de?

Haydi hayırlısı!

Olsun, sorgulamak iyiye işarettir yine de…

24/09/2006
Birsen Şahin




0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11