“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir... Afrika atasozu

Pazar, Nisan 29, 2007

...

Darbecilere Hayır!!!

"Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir"

Cuma, Nisan 27, 2007

Muhabbet


Bir cam ardına sığınmış dostluğum; ten nerede/ya göz? Elini uzatsan yapay bir dünya, kokusu yok! Kavun mu ki koklayasın be ahmak! Dibindeki kavunları kokladın da, suyunu çıkartabildin mi? Yoksa kokusu cihanı mı sardı ikiyüzünün?

Oysa, hiç ummadığın zamanda bir “merhaba!” değmiştir gözüne/sıcak…kaderbirliği etmişcesine yol.

Söyle şimdi bana kimliğim; hangisi daha gerçek?

Sırtıma yüklediğim kambur düzeldi bir seste/hoş gel dostum ve güle güle git…

Yine görüşürüz bir baharda erguvan senin, leylak benim; ya da şeftali dalında bir çiçek! Kimbilir belki de bir kadeh şarap içeriz deniz kıyısında paçaları sıvamış, ayaklar biraz suda, biraz kumda, edebiyatı varederek…

27 Nisan 2007
Birsen Şahin

Etiketler:

Pazartesi, Nisan 23, 2007

Kendime Konuşmalar 6


Nisan ağladığında düşer tenime yaşlarım ve rengimi yitirim ben/gökkuşağı kayıp!

Yetmişli yılların beyazcamıdır artık gördüğüm; ne bir renk, ne bir gerçeklik/hayal yaşar mı kimsesiz?..Ne tutunduğum umut solur bende, ne yaşam soyunur gerçeğine. Öylesine bir nisan yağmurudur işte gözlerim/kapanır üzerime.

Yine böyle bir nisan yağmuru çaldı bütün düşlerimi, rüzgar dinlemedi yaşlarımı/bütün tohumlar çiçeğe durmuşken üstelik. Sormadı ki içime!..

Her nisan bir bahar yaşatırken aşığa, bende renksiz bir gökkuşağı düşer gözlerime; kimsenin göremeyeceği; ne elle tutulur, ne göze görünür, biteviye…


Birsen Şahin
23 Nisan 2007

Etiketler:

Pazar, Nisan 22, 2007

Kendime Konuşmalar 5


Gölgem ardımda kaybolmuş sen gittin gideli. Ne bir iz benden, ne bir gölge sırtımda. Bu kadar mı kimsesizlik çağrıştırır yalnızlık? Bu kadar mı boynu büküktür yansıması? Bu denli hiçlikmiş demek bir başınalık; sensizlik, sevgisizlik, beklentisizlik, umutsuzluk/yarınsızlık!

Bir gölge bile takip etmedikten sonra ne kaldı geriye/ben bile vazgeçmişken benden?

Susmalar sanaymış/naz ve aşık!..

Şimdi susmama bile gerek yok; ne sen varsın artık, ne susmalar, ne nazımın geçeceği bir nefes. Böyle bir şey işte kimsesizlik; ses yok, susmalar yok, düş yok; gözlerin olsa bile bakan yok. Bir kuyuya düşmüşcesine karanlık dünyam; ne bir damla su, ne bir lokma ekmek!

Bu kadar mı her şeydin bana?..Bu kadar mı seninle varolmuşum ben/ve sensizlikte bir kaybolmuş deli?..


Birsen Şahin

22 Nisan 2007

Etiketler:

Cumartesi, Nisan 21, 2007

Kendime Konuşmalar 4



Bir koku alıyor burnum, koltukaltlarımdan bütün vücuduma yayılan. Kokun mı asılı kaldı tenime? Tenim mi yapıştı kokuna? Tenimde binbir çiçek masalı senin artıkların. Yoksun! Avunsam ya kokunla!..

Acı kavuruyor uçlarımı/acının içinde keskin bir yokluk kokusu sinmiş üzerime. Bir savaştır sürer gider gece ve gündüz, her gün doğumunda ve gece örtüsünü her örttüğünde üzerime. Ben hala kaybetmemeye çalışmaktayım bıraktığın kokuyu tenime. Ne kir tutuyor, ne acı kesiyor kokunun yolculuğunu üzerimden. Tırnaklarımla kazısam söküp atabilir miyim tortularını? -Bir başlasam başarırım belki…

Kendimle savaşa saldı beni kokun/sen misin yaşatmaya çalıştığım tenimde? Yoksa bir esriklik mi korumaya çalıştığım, düşlerimde tüm kuytularıma dolan?

Vazgeçiyorum savaştan. Gelsin alsın beni, yok etsin; ben kalmayayım geriye, sadece dölyatağıma bir sancı saplansın ve vedalaşayım artık tüm tortularınla…


Birsen Şahin
21 Nisan 2007

Etiketler:

Perşembe, Nisan 19, 2007

Kendime Konuşmalar 3


Bir belirsizlik hali var üzerimde. Ne gözlerim görüyor görmesi gerekeni, ne de ellerim dokunabiliyor dokunabilecek kadar yakınındakilere. Gözlerim görsün isterdim, ne kadar yakın bir tutam sevgi bana ve dokunsun isterdim o gözler bir yudum aşka…

Aşk!..

Kim kaybetmiş ki ben bulayım? Kaç kez yaşayabilir insan bir ömür içinde aşkı? Nedir?.. Bir başkasının yüzünde kendini görme duyusu? Tatmin mi yani? Ya ne zaman biter? O baktığının gözünde artık kendini göremediğin, sana hayran ve senin kölen olunamadığı gün mü? Bundan mıdır aşkın ömrünün kısalığı?. Herhalde…

Bundan olmalı artık kaybettiklerini bulamayışı gözlerimin. Hangi göze baksam, kendisi var izlerinde. Ben yokum, hiç olmamışcasına. Ne sırtımda, ne ellerimde!...

Ellerim neye dokunuyor öyleyse? O yumuşacık, pamukmuşcasına tutunulması gereken tat nereye kayboldu? Sonbahar!


Yolun yarısı geçilince ne gözlerin senin artık, ne ellerin. Hepsi senden gelenlere ait. Gün doğsa, gece sarsa dünyayı, sen yoksun! Bir devir teslim töreni yaşanmış ben farkına varamadan/istedim mi?

Sormuyor ki bana hazır mıyım törene. Kendi yolunca yürümekte zaman,beni öğüterek değirmeninde…

Birsen Şahin
19 Nisan 2007

Etiketler:

Pazar, Nisan 15, 2007

Bir blog tanıtımı
















http://earthhomegarden.blogspot.com/2007/04/visit-to-nader-khalilis-cal-earth.html

Earth Home Garden

Görülmeye değer, özellikle başlığa dikkat çekerim
http://www.calearth.org/ burayı ve http://www.calearth.org/cvillage/cvillage.htm burayı da ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Lara'yla Bir Cumartesi






















Etiketler:

Kendime Konuşmalar 2


Boğazıma düğümlenen bir yudum su; ne su bana yabancı, ne bana ona aşina. Sanki düştüm kuyuya ağzıma doldu avuç avuç kan! Hangi sırları barındırır içinde bir avuç kan? Bir bakarsın bir babadır, bir anne kimi zaman.

Oluk oluk içiyorum artık sizi. Ne etiniz kaldı, ne kemiğiniz!Böyle öderim kefareti –değil mi sormadı bana zaman? Hangi mektuptur o çağrı? Sordunuz mu bana yaşamı?

Cevap yok!

Bende de!

Demek böyle döner bu devran? Önce siz beni delirttiniz/şimdi ben size şeytan…


Birsen Şahin
15 Mayıs 2007

Kendime Konuşmalar 1


Şu saçı başı boyalı kadın mıyım ben? Efil efil ve salına salına dolaşan hayatın rüzgarında? Yoksa dünya örtüsünü çektiğinde üzerine, bir başına kalmış, kimsesiz ezik bir kedi yavrusu mu gizlenen? Bir el arasam/herkes kayıp –sesim kendime çarpar gecenin ayazında…

Cenin yatağında huzur sardı tenimi geçmiş zaman göklerinde. Ne gam vardı, ne tasa/oluşumu derleyene yüklemiştim yaşamı/büyük yalan!..Öyle bir yalan ki yaşam, daha güne çıkmadan başlar gölge oyunları. Gözleri görmeden ve sadece kanla beslenen bir et parçasıyken kandırırsın kendini güvenli duvarlarda. Ah! Bir atmaya gör o çığlığı/her bir vampir çevrende “hoş geldin” nidalarında, dudaklarında kan! O vampirlerin elinde oyuncaksındır artık/yalan dolan, riya örter tenini.

Zaman yürüdükçe ağırlaşır yüküm ama kendimi kandırmaya başladıkça bir parçası olmuşumdur artık masalın. Sanki durak mı var ki ineyim?

Çektim kılıcımı/savaşacak düşman yok! Ben içindeyim düşmanın…


Birsen Şahin
15 Nisan 2007

Çarşamba, Nisan 11, 2007

Evlâdını Kaybeden Anneye...

Karalar bağladı dölüne, ağlar avaz avaz mendili yok. Kanadı kırık ve boynunda bir halka, sürükler saat dilim dilim yangınlar içinde.

Ah! Hangi taşa vursam başımı?

Ciğerim yanıyor soranım yok! Hangi başı bağlı anadır o? Kolu kanadı kırılmış ve önünde yol mezar olmuş, söndüreni yok!

Ben versem ciğerimi derman olur mu yarana/gözleri ama…kaldı mı ki göz?

Hangi ciğer verilir ki bir diğerine borç? Sen yine de al beni sar içine dert diye –orada kavuşuruz bacı-kardeş ağlama niyetine!


Birsen Şahin
11 Nisan 2007

(Bulundugum bir eposta grubunda aldığım acı haber üzerine yazılmış dizeler)

Pazar, Nisan 08, 2007

Bir Tek Kendime Boyun Eğdim!..


Bir düş geçti benden; baktım, yüklenmiş dertleri sırtına kapı kapı alıcı arar…Salak!

İki göğüs arası bir ağrı oyar hayatımı tam orta yerinden aşkın. Eksiğim tamamlandı artık; hem ateş, hem çırayım! Zaten yılan dolaşırdı ağzımda, bir türlü hakkından gelemediğim/şimdi tam oldu; hem yılan, hem ateş, hem çıra…Başka ne gerekir dağ başında yaşamaya?

İşte bundandır birbaşınalığım/Ey koca şehir! Bak, senden uzakta da yaşamayı bilen var sana inat!


Bir tek kendime boyun eğdim!..


Birsen Şahin

08 Nisan 2007

Etiketler:

Dokunamıyorum!


Kaçıyor şehir kendi gerçeğinden, kapanıyor gece üstüne. Sus yola koyuluyor ayın yüzünde…İnce bir gülümseme sarar şehri/ses vermez ayakizleri…Belki bir aşık iç çeker ayın gölgesinde/ya da bir kadın ağlar şehrin örtüsünde.

Ne hancı görür, ne yolcu gözyaşımı/içimde bir nehir çağlar; bir ay, bir ben bilirim.

Ay saçlarıma düşüyor, uçuşuyor tellerimde ateşböcekleri/görsem!..sarılmış yalnızlığına yağmur/kabuğunda ceviz gibi…Bir yağmur, bir ben…

Uyuyan şehir ellerimin arasında kayboluyor…dokunamıyorum!

Birsen Şahin
08 Nisan 2007

Etiketler:

Cuma, Nisan 06, 2007

Zaman ve İhtiyar


Korkularım niye? Kim saldı içimdeki ödlekleri? Bilmiyor muyum ki, önünde sonunda gideceğim bir avuç topraktır/saklanamadığım?

Bir an toplarım tüm cesaretimi ve salınırım ardımda; hepsi benim, alamazsın elimden istesen de. Bütün yaşanmışlıklarım bir bir yüklenmiş sırtıma, nereye gitsem oraya gelir benimle.

Öyleyse ne kaldı korkacak? Yüklediklerim zaten benimse, bir tek çeyreklik kaldı elinde. Sen kendi derdine yan! Nereden baksan benim elimdekiler senden fazla. Korkmuyorum senden; bak, alt tarafı bir ihtiyar kaldı elinde!
Birsen Şahin
06 Nisan 2007

Etiketler:

Kayıp Masal


Bana bir masal anlat! Başı dik sevdalar barındırsın içinde ve gelincik tarlası dolsun masal/her bir gelincik salınsın rüzgarımda… Öyle bir masal anlat ki bana, bütün aşıklar kavuşsun/boyun bükmesin kimse!

Ah be yavrucuğum, sen hiç duymadın mı? Kelin merhemi olsa başına sürer önce.
Bak yüzüme! Ne kalmış geriye? Kat kat izleri her bir aşkın/aynalar küs bana…Bakamam yüzüme, hiç biri kanatlanamamıştır kuşların/hepsi ölü şimdi kendi gerçeğinde.

Sen hala bir masal mı istiyorsun aşıktan? Aşık kendine gebe; ne kaldı geriye?..

Boynu bükük çıkıp gider karanlık şehrin kapısından senin Aşk! Aşk! diye yakardığın…Kimbilir hangi kervanı bekler satmak için masallarını/o masallar ki şimdi kayıp bu koca şehirde!..


Birsen Şahin

06 Nisan 2007

Etiketler:

Bana Bir Masal Anlat...


Hiç barışık olduk mu biz seninle?

Ne zaman yüzüne baksam kapkara…gölgeler korkar karanlığından/zifir yerine zehir mi dolaşır gözünde? Yaşayamadığın kendine kıymış dilinde! Bir kez olsun baksan aynaya, tek bir kez olsun yüzleşsen gerçeğinle; kimbilir, belki de yenilirsin eteklerindekine/zil takıp oynamaktalar seninle…Yapma!

Yol saçını başını, ağla geçmişine/dökülsün bütün kirlerin ellerine ve at surların üzerinden ne kirin varsa boşluğa…

Sonra otur bir masal anlat bana/neden kavuşamadı aşık maşukuna.

Kimbilir, belki o zaman barışırız seninle ve yürürüz aynı yolda el ele…

Birsen Şahin
06 Nisan 2007

Etiketler:

Çarşamba, Nisan 04, 2007

Boynunda Üç Kuş Ağladı...


Bir tek, tek bir kez yaşadım o muhteşem gerçeği bir adamda/tek bir kez sevildi gölgem ve bastığım her toprak parçası, her ayakizim; ellerim tek bir kez o kadar titredi, ayaklarım tek bir kez yerden kesildi/ay sardı beni…

Bana seçim sundun/kestim parmaklarını…”Ama o sana kıyacak” dedin, “Kıyar”, dedim/elinde tapusu. Ben seni özgür bıraktım/kanatların kırıldı. Dönemedin aşka, boynunda üç kuş ağladı…

Bedelini ödedin/yüzün yarısı. Her bedel ödenir bir gün, geride aşktır kalan/hiç yaşlanmaz!


Birsen Şahin

4 Nisan 2007

Etiketler:

Pazartesi, Nisan 02, 2007

Ayna, ayna! Söyle bana...

Pablo Picasso



Evim! Bir zamanlar başka yerdeydi evim; ocağım, alıştığım dünyam, buradan bayağı bir uzaklarda. İyi mi ettim, kötü mü; ben de bilmiyorum henüz. Ama bir yerlerde yeniden bir yaşam kurmalıydım kendime, yeni bir dünya yaratmalıydım; farklı bir yaşam başlatmalıydım. Büyük şehir yoruyor insanı; gençler için iyi, çalışanlar ayrılamaz büyük şehirden, mahkumlar oraya; ama, benim gibi yarım asırlıklar için değil şehir. Ne kadar yorulduk ve ne çok yıprandık. Ne çok içimize atıp atıp, ardından konuştuk birilerinin. Yüzlerine söyleyemediklerimizi ne çok kustuk arkalarından. Sonra gördüğümüzde yine ne çok güldük yüzlerine, atladık boyunlarına ‘canımlarım’ eşliğinde, sanki o konuşmaları, o zehir zemberekleri biz yapmamışçasına. Hangimiz farklıydık ki? Kim farklı olduğunu söylese yalan söyler. Öyle değil mi? Haydi, varsa bir yiğit, ben yapmadım diyebilen, çıksın ortaya bakalım.

Amaaan, bana da ne oluyor ki? Neyin hesabını yapıyorum durup durup; yoksa, yoksa kendime karşı bile dürüst değilim de, bu ücra yerlere atılmamın, çekip gitmemin karasını başkalarına mı çalmaya çalışıyorum? Yok canım, o kadar da değil. Kendi isteğimle gelmedim mi ben buraya? Hatta daha da doğrusu, bir gün buraya yerleşebilme hayaliyle kendim hazırlamadım mı geleceğimin evini? Düşümü?.. Öyle ya; düşüm değil miydi benim, koca koca binalardan, insanların kapı açtığında, yapmacık ve zoraki bir dudak kıvrımıyla birbirinin gününü aydığı üst üste, katlı katlı, dürüm dürüm dürülmüş binalardan, hatta ve hatta üst üste mezarlardan ayrılma kararı? Bok çukurunda yaşamama kararım?

İyi oldu, iyi iyi; böylesi daha huzurlu. Huzur? Tabii ya, acıtmadı mı canımı, yakmadı mı tenimi o koca koca şehirler? Yüzüme yalan yalan gülmedi mi sevdiklerim? Ayağıma taş koymadı mı sabah sekiz akşam sonsuzlarım? Ne zordur ilk olmak; ilk çocuk, ilk torun, ilk meslek, erkek kahvesine giren ilk kadın? Her biri birer parça yontmadı mı ciğerimden? Nefessizliğimin sebebi değiller mi?

Ayna ayna, söyle bana; kendime karşı dürüst müyüm ben? Yoksa, kendi yetersizliklerimi başkalarına mı yamamaktayım? Ben de eteklerimi çekiştirenler gibi yapamadığım için mi yüklüyorum suçumu onlara?

Birsen Şahin
02 Nisan 2007

Etiketler:

Pazar, Nisan 01, 2007

Oğul


Bir "abla!"

Boynunun borcu merhaba/pişmanlık olsa da geri doner mi çıkan yola?
Kendi günahı yetmedi bir de taş yükledi sırtına/deli-başı boş
rüzgar... Yarsan, içine baksan, ne cevher gizli kuytusunda, çakmak çakmak
gözleri yakar kavurur seyredeni/bir de kendi farkına varsa! Bir imdat
bekler belki de, hami sandığı yüzde/ yetememişim boş sayfama, ben
dalarım onunla birlikte kuyulara...

Aklım çizik içinde, kanayamadan düştüm başka kuyulara...

"Abla!"

Yürüdüğün yolda kambur mu oluyor düşlerim?

Sen, düşlerimde saklı oğulsun bana...


Birsen Şahin
01 Nisan 2007

Etiketler:

Her Düş Kendine Mahkûm


Bir su damlası yüreğin, akamayan; aksa kendi korkar tınısından. Korkusunun gölgesinde kalınca su çıkar mı hiç kuyudan? Ne bir ses, ne bir nefes verir çırpınışları, kendine döner çığlıkları. Oysa bir kırsa zincirini ve teslim olsa parmaklara, kimbilir belki de yol bulur kıvrıla kıvrıla akan bir nehir gibi yatağında.

Gömüldün kuyuna her biri perdelenmiş düşler/her düş kendine mahkum; ne sandın ya?.. Farklı mı kuyular ve elindeki kılıç benim dilimden? Al dilim senin olsun, nasıl olsa kanat takamaz sana. Ve, tırtıl kendi düşer kuyuya…

Durma! Aç kanatlarını! Bak, kuyu kalmadı sırtında/ben ayna olsam sana, kuyu dediğin bir maskedir aslında. Her maske değil midir ki hesaplaşma?..


Birsen Şahin

01 Nisan 2007

Etiketler:

Seninle gurur duyuyorum

kalbim seninle

Edith Piaf - La Vie En Rose
by bigproblem11